“İktidar, HDP’yi ‘askeri çözümün’ hedefleri arasına itti”
Ertuğrul Kürkçü: İktidar, HDP’yi ‘askeri çözümün’ hedefleri arasına itti
Ertuğrul Kürkçü: İktidar, HDP’yi ‘askeri çözümün’ hedefleri arasına itti
27 Ağustos’ta gerçekleşecek kongresiyle beklemeye alınacak HDP’nin 11 yıl boyunca attığı her adım ilgiyle izlendi. Siyasette bıraktığı iz tartışılmaz olan HDP’yi Gazete Duvar’dan Ceren Bayar Ertuğrul Kürkçü ile konuştu.
İsveç’in NATO üyeliğini TBMM gündemine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı bir ”güvenlik gerekçesi” temelinde taşıyan NATO Madrid ve Vilnius zirvelerinde varılan “mutabakatlar” demokratik ve özgürlükçü muhalefet tarafından reddedilmeyi hak ediyor.
HDP’nin “yeniden kuruluş” hamlesinin gerçekleştirilmesi, sadece HDP Kongresi’nin omuzlarına yüklenemez, eş anlı olarak özgürlük hareketinin ulusal görevleri HDP’ye aktarmak yerine bu görevleri devralacak çoklu, çoğulcu danışma ve müzakere mekanizmaların inşasına ön ayak olarak HDP’nin önünü açması gerekir.
Sonunda hangi yeni örgütsel biçim(ler), politik doğrultular ve mücadele hedefleri belirlenirse belirlensin, kat edilen -ve edilemeyen- mesafeleri ölçmek ve halkların demokratik geleceğine doğru ilerlemek için başa dönerek, HDP’nin kuruluş varsayımlarının da elden geçirilmesinin gerekliliğinde ortaklaşıldığı görülüyor.
Paradigma doğruysa o zaman onun için gereken doğru insanları bulmak, tayin etmek, cezaevindeki insanlarımıza sahip çıkmak, sürgündekilerimizi unutmamak, mücadelenin dışına yoksulluk ve imkânsızlık sebebiyle düşmek zorunda olanların yanına gitmek, elinden tutmak ve partiyi hakiki insanlarla doldurmak ve artık bu “celebrity partisi” palavrasından vazgeçmek gerekir.
2023 milletvekili genel seçimleri ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini diktatörlük kazandı. Bununla birlikte, diktatörlük karşısındaki direniş de 2016’dan bu yana en yüksek tümleşiklik düzeyine yükseldi. İlk kez Türkiye ve Kürdistan’ın demokratik ve diktatörlük karşıtı muhalefeti tek bir cephe üzerinde hareket ederek gelecek mücadeleler için yeni bir siyasal zemine yükseldi.
Özdağ’ın Kılıçdaroğlu’yla mutabakatının 4. Maddesine sokuşturduğu yerel yönetimlere “kayyım olmayan kayyım” tayin edebilme dayatmasının, kendisini fasulye gibi nimetten saymasından başka hiçbir hükmü yoktur. Bu, Üçüncü Kutbun ikinci turdaki tutumunu kategorik olarak değiştirmesini gerektirmez, ancak mutabakat protokolünün Yeşil Sol Parti tarafından sert bir eleştiriye tabi tutulması gereği apaçıktır.