“İki yüzlülük” ne anlatır?
Erdoğan ile Biden’ın ve Türkiye ve ABD’nin (ve Batı’nın) iki üç yıl içinde böylesine değişen tutumlarını “iki yüzlülük” ya da “yüzsüzlük”le nitelemek hiç de yersiz olmaz. Ancak görünüşle yetinmemek gerekir.
Erdoğan ile Biden’ın ve Türkiye ve ABD’nin (ve Batı’nın) iki üç yıl içinde böylesine değişen tutumlarını “iki yüzlülük” ya da “yüzsüzlük”le nitelemek hiç de yersiz olmaz. Ancak görünüşle yetinmemek gerekir.
Tanım gereği, siyasal davalar, hukukun beş para etmediği, mahkemenin cinayet aracına dönüştüğü çatışma alanlarıdır. Bu çatışmalardan zaferle çıkmak; toplumun ekmek, barış ve özgürlük mücadelesinin en önünde mücadeleyi sürdürmek ve bunu herkes için görünür kılmakla mümkündür.
Muharrem İnce HDP seçmenini yanlış anladı. Kendisinde bir hikmet var sandı. Meral Akşener’in ise HDP ve seçmenini hiç anlamadığı, HDP hakkında ileri geri konuşmaya devam etmesinden görülüyor.
Kriz süreklileştikçe, rejimin kendisi bir “suç örgütü”ne dönüşür; “gayri nizami” olan nizamileşir, Zaptiye Nazırı ile “çeteci” aynı hamurdan olur; devletin başı, “çete”nin başına geçer.
Karşımızdaki, doğu despotizminin geleneklerini modernitenin ve emperyalizmin imkanlarıyla besleyerek kendine özgü bir şebeke halinde gelişen yapı, kısacası 12 Mart’ta ilan edilen adıyla ‘kontrgerilla’ dır.
Rejim Kürtlere, siyasal sürece eşit ortak olarak katılma kapısını kapatan bir seçim yordamı dayatmaya hazırlanıyor: “Madem barajı aşıyorlar o zaman seçimlerin kendisini baraj haline getirelim.”
HDP Türkiye siyasi tarihi için biricik deneyimdir. Kendimizi, potansiyelimizi ve yapılabilecekleri keşfediyoruz. Daha önceden bilmediğimiz bir şeyi yaptık. Özeti bu.
Hayatı boyunca elbette pek çok kez yanılmış olabilirdi ama, her türlü bencil çıkardan bağımsız, herkesi kendisiyle birlikte hakikati ve ezilenlerin kurtuluşuna giden yolu bulmaya davet etmiş, fikri hür vicdanı hür bir komünist olduğuna ne şüphe.