İlk Göz Ağrımız
Ertuğrul Kürkçü Henüz internet yokken, her gün hayatını yeniden ortaya koymaksızın gerçeği halka ulaştırmak mümkün değilken Özgür Gündem’i yayınlamak, orada çalışmak, orada gazeteci olmak akıntıya karşı yüzmek demekti gerçekten.
Ertuğrul Kürkçü Henüz internet yokken, her gün hayatını yeniden ortaya koymaksızın gerçeği halka ulaştırmak mümkün değilken Özgür Gündem’i yayınlamak, orada çalışmak, orada gazeteci olmak akıntıya karşı yüzmek demekti gerçekten.
Bütün maçoların, bütün zorbaların, bütün fallus tapınıcılarının gururunu yaralayan atılamayan tokat değil başka bir şey: Nasıl olur da hep ayaklar altında kalması, milletvekili de olsa boyun eğmesi gereken bir egemenlik nesnesi; bir kadın, bir Kürt, bir solcu, bir ezilen, dikilir ayağa, fiyakasını bozar muktedirlerin
Ertuğrul Kürkçü Tarhan Erdem BDP’yi yüzde 10 barajı hüküm sürdüğü halde parti listesiyle seçime girmeye çağırırıken Kürtler’e TBMM’de 40 milletvekillinden oluşan güçlü bir grup kurma hayali karşılığında -kendi iyilikleri için- “Demokratik Özerklik” programından vazgeçmekten başka bir şey önermiş olmuyor.
Ertuğrul Kürkçü 12 Haziran’dan sonra AKP’nin polisiye aygıtlarla dizayn ettiği siyasi topografyaya uymayanlara hayat hakkı olmayacağı yanılsamasının uyuşturucu, teslim alıcı etkisinden kurtaracak bir sol siyaset mümkün. Bu siyaset AKP tek parti rejimine karşı emeğin, özgürlüğün, barışın ve demokrasinin belkemiği olacak bir blokun inşasına hizmet etmekten geçiyor.
Ertuğrul Kürkçü AKP, özgürlük mücadelelerini ‘terör’ kapsamında değerlendirip ilişkilendirerek yeni bir ‘politik-güvenlik’ panoraması kuruyor
Ertuğrul Kürkçü Hukuk bütünüyle siyasi bir bağlamda işliyor. 2005-2006’da başlayan, 2007’de derinleşen AKP iktidarı bir tek parti rejiminin kuruluşu aşamasına ulaştı. Kürt özgürlük hareketi ile sosyalist ve demokratik hareketler arasında tek parti rejimine karşı emeğin, özgürlüğün, barışın ve demokrasinin belkemiği olacak bir blokun inşası tarihsel önem kazanıyor.
Ertuğrul Kürkçü Ahmet Şık ve Nedim Şener’in “Ergenekon mensubu” oldukları iddiasıyla göz altına alınmaları bir tek şey gösteriyor: “Ergenekon” koğuşturması ifsat etmiştir. Türkçesi, kokuşmuştur. Koğuşturmanın ortaya çıkartmaktan kaçındığı “asli failler”in peşinde koşan namuslu, haysiyetli araştırmacı gazetecileri vuran bir silaha dönüşmüştür.
Ertuğrul Kürkçü CHP de Kürt Sorunu’nu Kürtler olmadan, onların kolektif temsili olmadan, Kürt kimliğine anayasal güvence sağlanmadan “çözmek” konusunda aslında ortadaki mevcut tek görüşü, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin görüşünü AKP ile paylaşıyor: “Kürtlük bir kimlik olarak tanınamaz.”