“Halkın Sağduyusu İle Felaketten Dönüldü”

Milletvekilleri Tuncel, Önder, Yıldız ve Kürkçü, Zeytinburnu’ndaki olayların ardından ilçeyi ziyaret etti.

Zeytinburnu’nda 18 Temmuz’da başlayan birçok iş yerinin hasar görmesine de neden olan olayların ardından Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku milletvekilleri ilçede zarar gören esnaf dükkanlarını ziyaret etti.

Aralarında Sırrı Süreyya Önder, Bengi Yıldız, Sebahat Tuncel, Ertuğrul Kürkçü ve Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) yöneticilerinin olduğu heyet önce BDP binasında ilçe sakinleriyle görüştü.

İlk konuşmayı yapan BDP Zeytinburnu İlçe Başkanı Nezir Demirci, olaylar başlamadan önce Kaymakam ve Emniyet ile görüştüklerini ancak ciddiye alınmadıkları için olayların bu noktaya geldiğini söyledi.

“İlk günden beri halkımızı sokağa dökmek isteyenler vardı” diyen BDP İl Başkanı Kasım Çalışkan da halkın bundan sonra da sağduyusunu kaybetmemesi gerektiğini söyledi.

Önder: Sağduyu, kirli savaş tezgahlayanlara karşılık verdi

Olayların ertesinde de ilçeyi ziyaret eden Sırrı Süreyya Önder, dün vali Avni Mutlu ile olumlu bir görüşme yaptıklarını ve dükkanı hasar görenlerin masraflarının karşılanacağına dair kesin söz aldıklarını söyledi.

“Gözaltına alınanlardan Kürtleri Terörle Mücadele Şubesi’ne götürüyorlar, Türkleri ise Asayiş’e, bunun halkta nasıl bir etki yaratacağını valiye anlattık. O da ilgileneceğini söyledi. Bir de dükkanı zarar gören esnafın 5833 sayılı yasaya göre, hasarının karşılanması gerekiyor, vali bunun için de kesin söz verdi.”

Önder, ilçede halkın sağduyusu ile “kirli savaş tezgahlayanlara” karşılık verdiğini söyledi ve İstanbul’un 85 vekili olmasına rağmen kimsenin ilçeye gelip, olaylarla ilgilenmediği belirterek, onları da sorumluluk almaya çağırdı.

Bengi Yıldız da, olayların Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) Kürtleri hedef göstermesinin ardından ortaya çıktığını söyledi ve ekledi: “Burada oturmamız halkların dayanışmasının göstergesidir”

Kürkçü: Başbakan milliyetçilik politikasından vazgeçmeli

“Blok halkın gücünü tuzağa düşürenleri alı koydu” diyen Ertuğrul Kürkçü de Önder’in çabaları ve halkın sağduyusuyla bir felaketten dönüldüğünü söyledi.

“Kürtlerin doğuda kendi kaderini tayin hakkı isteğine, hükümet ‘Biz de batıda dünyayı size dar ederiz’ ile karşılık verdi. Herkesin her yerde yaşamaya hakkı vardır; devlet de bu hakkı güvence altına almaya mecburdur. Bu memleket herkesin.”

Kürkçü, Başbakan’ın içine düştüğü milliyetçilik alanının, adım adım bölgesel çatışmaya zemin hazırladığını söyledi ve ekledi: “Başbakan bu milliyetçilik politikasından vazgeçmeli. Biz de ilelebet Meclis dışında kalmayacağız, orada bu sorunların hepsini dile getireceğiz”

Tuncel: 90’lara dönmeyeceğiz

Sebahat Tuncel de Zeytinburnu’nda felaketten dönüldüğünü ama bugün Eskişehir’de de kiraz toplama meselesinin yine etnik bir çatışmaya döndüğünü hatırlatarak, “Kürt, Türk çatışmasından nemalanmak isteyenler var” dedi.

Tuncel, sürekli 90’lı yıllara dönülüyor söylemi için “Başbakan bile 90’lı yıllarda Kürtlerin neler yaşadığını kabul etti. O zaman bu halka aynısını yaşatmak istemek günah değil mi? Biz o yılları en kötü şekilde yaşadık, tekrar öyle olmasına izin vermeyeceğiz. Demokratik özerklik tam da birlikte yaşamımız için gerekli olan kardeşlik projesidir” dedi.

Heyet, konuşmaların ardından, ilk olarak kahvesi kullanılmaz hale gelen bir esnafı ziyaret etti; ardından diğer esnaflara gitti.

10 tutuklu var

Zeytinburnu’daki olaylarda yaklaşık 100 kişi gözaltına alındı; yedi Kürt, üç Türk tutuklandı. Emniyet’in verdiği bilgilere göre çoğu Kürtlere ait 70 ev ve iş yeri, 130 araç hasar gördü.

Mahalleli heyecanlı da olsa sohbet edebiliyor

Yolda konuştuğumuz yaşlı bir amca, oldukça “heyecanlı” yer yer sinirli bir ses tonuyla olayları yatıştırmak, gençleri evde tutmak için büyük çaba sarf ettiğini söylüyor ve ekliyor: “Şimdi ortalık duruldu. Umarım yeniden başlamaz”.

Yanımıza gelen ikisi genç üç kadının üçü de olaylardan sonra bugün ilk defa sokağa çıktıklarını söylüyor. Siz ne düşünüyorsunuz diye sorduğumuzda, Kürtlerle sorunları olduklarını söylüyorlar; somut örnekler istediğimizde “artan hırsızlık, bakışlar” gibi cevaplar verip, “Ama beş elin parmağı bir değil, genelleme yapamayız” diyorlar.

Ayak üstü sohbet devam ederken genç bir Kürt esnaf, yaşlı amcanın söylediklerine tamamıyla katılmadığını, emniyetin olaya yeterli müdahale edemediğini söylüyor. Yaşlı amca, gencin de haklı olduğu noktalar olabileceğini söylüyor. Sohbet uzuyor da uzuyor; en azından iki taraf olayları biraz heyecanlı bir ses tonuyla da olsa konuşabiliyor.

Nilay Vardar
bianet