Ertuğrul Kürkçü, YSK vetosunun geri çekilmesinin ardından Mersinlilerle seslendi! Konuşma videosunu aşağıda bulabilirsiniz.
Sevgili kardeşlerim, sevgili yoldaşlarım, merhaba iyi akşamlar hepinize!
Şevbaş hevalno!
Hakkımız olanı, bizim olanı geri aldık. Bizden kimse alamaz onu artık! Kimse bize bir şey bahşetmedi, o zaten bizimdi. Biz bu memlekette doğduk, bu memlekette çalıştık, bu memlekette vergi verdik. Doğuştan kazandık bu hakkı, kimseye vermeyiz, yedirmeyiz.
Hakkımız olanı geri almak için bir haftadır sokaktayız, meydanlardayız. Bir kardeşimizi şehit verdik. Onlarca kardeşimiz darp edildi, işkence gördü. Adalet ve Kalkınma Partisi işkencehanesinde yoldaşlarımız dövüldüler, darp edildiler. Ne için? Üç tane adamın kaprisi yüzünden.
Şimdi önümüzde Türkiye siyasetine ortak taleplerimizi taşımanın yolu açılıyor. Bu yol açılırken sizlere, genç erkeklere, genç kadınlara, çocuklara, emekçilere, ev kadınlarına, yaşlılara, hepinize binlerce şükran… Bu yolu siz açtınız!
Sevgili kardeşlerim bu mücadelemizde Türkiye’nin halkı, aydınları, demokratları, hak savunucuları da bizi yalnız bırakmadılar. Günlerdir her yerde, her mekanda, her platformda bu halkın, adayların haklılığını savunan onlarca insan bizimle birlikteydi. Bu insanların hepsi bizim gibi düşünmüyordu. Belki pek çoğu görüşlerimizden yana değildi. Ama dediler ki; “bizim gibi düşünmeyenin de düşünmeye, siyaset yapmaya hakkı var. Bu yol açılsın…” Ve açıldı. Hukuçularımız bizim için mücadele ettiler. Mahkeme mahkeme dolaştılar. Hukukçularımıza çok teşekkür ediyoruz. Mersin Baro Başkanı Hulki Özel’e de çok teşekkür ediyoruz bize verdiği destek için.
Şimdi sevgili yoldaşlarım, kardeşlerim önümüze açılan yol her şeyin başı. Sadece hakkımız olanı geri almış olduk. Bununla yapacaklarımız daha henüz yapılmadı. Türkiye’nin içinde yaşayan herkesin, bütün halkların kendi kimliğini, kendi varlığını özgürce ifade ettiği, onurlu bir hayat yaşadığı, kimseden korkmadan düşüncesini ifade ettiği, korkusuzca kendi fikirlerinin peşinden koştuğu, kendi emeğinin karşılığını aldığı bir ülke yaratamak istiyoruz. Bu ülkeyi herkesten evvel Kürt kardeşlerimizle beraber kuracağız, ama başka halklar da yaşıyor. Araplar, Çerkezler, Lazlar… Dilleri Türkçe olmayan, başka dilde rüya gören… O yüzden o dilde düşünen, o dilde kendisini ifade eden insanların kendilerini ifade etmesinin önündeki bütün engelleri kaldıracağız. Hepimiz birbirimiz için savaşmalıyız, mücadele etmeliyiz. Özgürlük için, hak için, adalet için, kurtuluş için! Ankara’ya bunu götüreceğiz.
Biz o mebuslardan değiliz. Kimseye iş, aş, şu bu vaat edecek durumda değiliz, ama biz işi aşı zenginlerin ve zalimlerin, sömürücülerin elinden koparıp almayı, bunun için sonuna kadar mücadele etmeyi vaadedebiliriz. Bu vaat, açık verilmiş bir sözdür.
Bizden önce parlamentoda eden arkadaşlarımız, Barış ve Demokrasi Partisi’nin miletvekilleri kahramanca, son derece onurlu, son derece dürüstce aydınlık insanlar olarak büyük bir mücadele verdiler ve yolu açtılar. Onlardan önce 1960’larda Türkiye İşçi Partisi’nin milletvekilleri bize son derece önemli bir sosyalist parlamenter miras bıraktılar. Onların ayak izlerinden de yürüyeceğiz. Kök söktüreceğiz muktedirlere!
Sevgili arkadaşlarımız hayat sadece parlamentodan ibaret değil.
Parlamentoda siyaset yapılır, ama siyaset her yerde yapılır. Her şeyden önce sokakta, fabrikada, meydanda, işyerinde, tarlada siyaset yapacağız. O siyasetin timsali olan ve o siyaseti Dev-Genç örgütüyle ilertletmiş olan Mahir Çayanların, Deniz Gezmişlerin, İbrahim Kaypakkayaların yolundan yürüyeceğiz. Bize unutturulmak istenen, maceraydı denilen, hiç yaşanmamalıydı denilen o günler şimdi Kürt halkının devrimci mücadelesinin içinde yeniden doğuyor. Onun için beraberiz, onun için birlikteyiz. Biz emekçiyiz! Biz sosyalistiz! Biz devrimciyiz! Biz halkçıyız! Biz demokratız! Biz kurutuluş için mücadele ediyoruz. Sadece kendimiz için değil, bütün dünyanın kurtuluşu için özgür eşit, kardeş bir dünyanın yaratılması için! Bütün dünyanın halklarının derdi bizim derdimiz. Onlar da bizim derdimizle dertlenecek. Beş kıtada birden mücadele edeceğiz arkadaşlar!
Bu yolda mücadele ederken bizden önce düşmüş olanların ayak izlerinin takip edeceğiz, onları hiçbir zaman unutmayacağız. Mazlum Doğan’ı, Haki Karer’i, diğer yoldaşlarımız, şehitlerimizi… Onların hepsi bizim ortak şehitlerimizdir. Türk, Kürt, Ermeni, Laz, Çerkez herkes sosyalizm için savaştı, devrim için savaştı. Bu yolda savaşmaya devam edeceğiz. Kürt halkının kurtuluşu için mücadele etmeyen bir sosyalist, sosyalist olamaz. Sosyalist ezilen her halk için mücadele eden kişidir. Kürt halkının özgürlüğü için mücadele etmeyenlere sosyalist diyemezsiniz. Biz onlardan değiliz. Biz Kürt halkının da, Türk halkının da, bütün ezilen halklarında ehakları için mücaele edeceğiz. Çünkü başka bir halkı ezen halk, asla özgür olamaz.
Parlamentoda, parlamento dışında, her yerde, her alanda mücadele edeceğiz. Erkeklerin egemenliği altında ezilen kadınların, sermaye egemenliği altında ezilen işçilerin, sermaye egemenliği altında ezilen köylülerin, bu eğitim sisteminin altında ezilen öğrencilerin, gençliğin yanındayız. Sınavlara karşı mücadele eden gençlerin yanındayız. Gençlerin parasız eğitim, bütün halkın parasız sağlık için hakkını elde etmesi için mücadele edeceğiz. Bu mücadelelerin hepsini beraber yapacağız.
Uzun bir yol yürüyoruz. Bu yolun sonunda özgürlük, kurtuluş, adalet var. Biji rizgari! Biji Azadi!