Ya Üniversiteyi Bölmekten Vazgeçeceksiniz Ya da 68’in Eleştiri Kırbacından Nasibinizi Alacaksınız!

Ertuğrul Kürkçü TBMM Genel Kurulu’nda AKP’nin getirdiği “Üniversitelerin bölünmesi yasa tasarısı” üzerine yaptığı konuşmada: “Siz bu akılla, evet, yolları ikiye bölüp duble yol yapabilirsiniz ama üniversiteleri ikiye böldüğünüzde aynı etkinlikte 2 üniversite elde etmeyeceğiniz apaçık. ” dedi.

Sayın Başkan, sevgili arkadaşlar; bu maddenin kanun metninden çıkarılmasını istiyoruz. Aslında kanun metninin de bu Genel Kuruldan çıkarılmasını istiyoruz ama kuvvetimiz yetmiyor ne yazık ki.

Ben, AKP sıralarındaki arkadaşlara, grup başkan vekillerine soracağım: 24 Nisana kadar üniversiteleri bölelim diye aranızda hummalı bir tartışma yürüttünüz mü? Haberiniz bile yoktu. Önünüze geldi, şimdi bunları çatır çatır burada tartışmaya çalışıyorsunuz.

 Sevgili arkadaşlar, bir üniversitenin ne olacağına karar vermesi gereken, bizzat o üniversitede yaşayan, çalışan, üreten, öğreten insanlar olur. Kendi kendinize, oturduğunuz yerden “onu bölelim, bunu bölelim” neyi bölüyorsunuz? Böldüğünüz her okul, her üniversite Türkiye’de akademik sıralamanın 1’inci, 2’nci, 10’uncu, 20’nci sırasındaki üniversiteler. Yani bunlar sizin için arzu nesnesi. Bunları fethedemediğiniz için şimdi ortadan bölmeye ve bunların başına bu Artuklu’daki deli gibi insanları geçirerek bunları temellük etmeye çalışıyorsunuz, hikâye bundan ibaret.

İstanbul Üniversitesini bölecekmişsiniz! Niye böleceksiniz İstanbul Üniversitesini? İstanbul Üniversitesinin bu büyüklüğü, aslında İstanbul Üniversitesini uluslararası sıralamada dünya listelerine sokuyor. Siz onu böldüğünüz zaman yapacağınız şey, sıradan iki üniversite elde etmektir. Siz bu akılla, evet, yolları ikiye bölüp duble yol yapabilirsiniz ama üniversiteleri ikiye böldüğünüzde aynı etkinlikte 2 üniversite elde etmeyeceğiniz apaçık. Sırf sizin kurduğunuz bu üniversite olmayan üniversitelere kimse gitmiyor diye marka üniversiteleri bölerek onların ününü, onların prestijini ele geçirmeye çalışıyorsunuz tıpkı basını aynı şekilde ele geçirmeye çalıştığınız gibi. Sizin için bunlar birer arzu nesnesi. Kanal D’yi ele geçirdiğiniz zaman Kanal D-AKP, Kanal D olmuyor, Hürriyet-AKP, Hürriyet olmuyor. Ne özelliği var idiyse sizin onu ele geçirmek için istediğiniz bütün öteki özelliklerinden uzaklaşıyor, böylelikle böldüğünüz üniversiteler 2 tane aynısından etmiyor, hiçbir şey etmiyor. Bütün bunları yapmanın eğitimsel, akademik, bilimsel hiçbir anlamı yok. O nedenle üniversiteyi dinlemek, üniversite öğrencilerini dinlemek, üniversite öğretim üyelerini dinlemek en önemli şey iken şimdi onları sadece ve sadece sokakta dinliyorsunuz.

Gerçekte, Türkiye’nin üniversite düzeni bu bölünme meselesi gündeme gelinceye kadar matah bir şey de değildi. Türkiye’de hiçbir zaman gerçek anlamda, uluslararası manasında, akademik kalite manasında, toplumsal önem manasında bir üniversite düzeni ne yazık ki olmadı. Ancak bu üniversite, gerek 1960’ta edindiği yeni statüyle gerek 1968 sonrasında üniversite öğrencilerinin ve öğretim üyelerinin sürdürdükleri eğitimin topluma dönük bir biçimde yeniden tasarlanması çabalarıyla belli bir doğrultu edinmişti. Şimdi, bu doğrultular 12 Martta, 12 Eylülde ve şimdi sizin yönetiminizde tamamen baltalandıktan sonra aslında geride bölünmemiş de olsa bir üniversite düzeni olarak elle tutulur bir şey kalmıyor. Fakat bunu böyle yapmaz iseniz eğer, buna önceki hüviyetini kazandırmak, kazanımları geri elde etmek ve üniversiteyi hakikaten öğrencilerin, öğretim üyelerinin, çalışanların ortaklaşa yönettikleri bir demokrasi alanı, demokratik bir eğitim merkezi hâline getirmek pekâlâ mümkün olacaktır. Ancak siz, şimdi, böyle yaptığınız için, ilk kez, bunca yıldır üniversitenin demokratik bir katılımla yönetilmesini akıl etmemiş öğretim üyeleri, şimdiye kadar uysallaştırdığınız binlerce öğrenci sokaklarda. 1968 öğrenci ayaklanmasının 50’nci yılında cini şişeden çıkarttınız. Ya bu yasayı geri çekeceksiniz ya yeniden taraflarla müzakereye başlayacaksınız ya da 1968’in devrimci rüzgârlarından, mutlaka ve mutlaka onun eleştiri kırbacından yararlanacak, ders alacaksınız, üniversite öyle öğretemediğini size böyle öğretecek. Umarım bu yasayı geri çekersiniz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)