İmralı Cezaevi’ne Ziyaret Talebi

Ertuğrul Kürkçü, TBMM Cezaevleri Alt Komisyonu’nun İmralı Cezaevini ziyaret ederek incelemede bulunması talebinde bulundu.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu
Cezaevleri Alt-Komisyonu Başkanlığına,

İmralı Cezaevi’nde kalmakta olan Abdullah Öcalan ve diğer 5 hükümlünün avukat ve yakınları, müvekkilleri ve yakınlarıyla bir yıla yakın bir süredir “koster bozuldu”, “hava koşulları uygun değil”  türünden sudan bahaneler ile görüştürülmediklerine dair şikayetlerde bulunmaktadır.

Özellikle Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin Kürt halkı arasında ciddi bir gerilim yarattığı ve bugüne kadar dört kişinin, tecridi protesto için, kendilerini ateşe verdikleri,  yüzlerce tutuklu ve hükümlünün de açlık grevlerini sürdürdüğü biliniyor.

Bunlara ek olarak, son günlerde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Öcalan’ın İmralı’dan götürüldüğüne dair ısrarlı beyanlarda bulunmakta ve hükümeti suçlamaktadır.

Bu şartlar altında Komisyonumuzun bir şey yokmuş gibi davranamayacağı ortadadır. Komisyonumuzun sorumluluğu gereği İmralı’ya ilişkin gerçeklerin ortaya çıkması için TBMM tatile girmeden  İmralı Cezaevinin ziyaret edilmesi talebimi bilgilerinize sunarım.15.06.2012

 Ertuğrul KÜRKÇÜ

Mersin Milletvekili

 

Ekler: 

EK 1.Devlet Bahçeli’nin konuyla ilgili açıklamasını içeren gazete haberi

Bahçeli: Öcalan İmralı’da mı?

Teröre çözüm arayışına giren CHP’nin ‘görüşelim’ teklifine kapıyı kapatan MHP’den, Başbakan Erdoğan’a yönelik bir soru geldi: Öcalan İmralı’da mı?

12 Haziran 2012 POSTA

MHP Genel Başkanı Devlet BahçeliIspartaAnkara yolunda bir grup gazeteciyle sohbet etti.

Bu konuşmada bulunan gazetecilerin, gazetelerinde kaleme aldıkları haberlerin ortak noktası, Bahçeli’nin Başbakan Erdoğan’a yönelttiği bir soru oldu.

CHP‘nin başlattığı teröre çözüm çalışmasıyla başlayan tartışmalar değinen ve İmralı’dan ses çıkmadığını dile getiren Bahçeli, “Abdullah Öcalan İmralı’da mı acaba?” diye sordu.

Kendileriyle de görüşme talebinde bulunan CHP’ye yönelik, “Her gün teklif getirebilirler, her gün de reddedilebilirler” diyen Bahçeli şunları söyledi:

“Bugün sözde Kürt sorunu üzerinde iktidar ve muhalefet belli bir eksende buluşmuş ise ve bu eksende birtakım kurumsal denemelere girilmek isteniyor ise o zaman nedir bunlar? Toplu mutabakat komisyonu, bir de akil adamlar grubu. Bu düşüncelere sahip olan Abdullah Öcalan, İmralı’da daha evvel her konuda fikirler sürerken şimdi niye sessiz kalıyor? Acaba, bu konularda olup bitenden mi habersiz, yoksa İmralı’da mı değil? Bu kadar sessizlikten bu soru aklıma geliyor. Onu da Recep Tayyip Erdoğan’a soruyorum. Orada mı?

Bu kadar derin konuları bilenin cevap vermesi lazım. Bunları karıştırmıyorum. Dört günden beri gazeteler, televizyonlar yazıyor. Bunlar üzerinde duruyorum. Avukatlarından ses yok, herhangi bir şekilde Başbakanın görevlendirdiği insanlardan kamuoyuna akseden bir konu yok. AİHM çerçevesinde birtakım temaslarla oluşan yok, eden yok. Bir sessizlik hakim. Yayın organlarında da bir şey yok. O zaman merak ediyorsunuz, acaba kimse yok mu?..”

 

EK 2. Tecrit protestosuyla ilgili gazete haberleri

Abdullah Öcalan üzerindeki tecriti protesto etmek amacıyla bedenlerini ateşe verenlerle ilgili gazete haberleri

 

1. Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi protesto etmek için bedenini ateşe veren 25 yaşındaki Mehmet Şerif Saklı yaşamını yitirdi.
Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi protesto etmek amacıyla bedenini ateşe veren Diyarbakır’ın Silvan İlçesi Eşme Köyü nüfusuna kayıtlı Mehmet Şerif Saklı yaşamını yitirdi. Dün gece 23.00 sıralarında Bursa’nın Mudanya Adası’nda bedenini ateşe veren ve vücudunda ileri derecede yanık bulunan Saklı. Uludağ Üniversitesi Hastanesi Yanık Ünitesi’ne kaldırılmıştı. Burada ameliyat edilen Saklı daha sonra yoğun bakım ünitesine alınmıştı. Ailesi ve yakınları hastanede beklerken, hayati tehlikesi bulunan Saklı hastanede yaşamını yitirdi.

2. Katliamı ve tecridi protesto için bedenini ateşe verdi
Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu olan Beşir Yumuşak Roboski katliamını ve PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridi protesto etmek için bedeni ateşe verdi.
Erzurum H Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan Beşir Yumuşak‘ın Roboski katliamı ve PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi protesto etmek amacıyla 4 gün önce bedenini ateşe verdiği öğrenildi. Erzurum Cezaevi’ne bugün yakınlarının ziyaretine giden ailelere tutukluların verdiği bilgiye göre, Beşir Yumuşak’ın Roboski katliamını kınamak ve Öcalan üzerindeki tecridin son bulması için bedenini ateşe verdiği aktarıldı. Yumuşak’ın, arkadaşlarını yangına müdahalesi ile ölümden döndüğü kaydedildi. Yumuşak’ın hastaneye kaldırıldığı bildirilirken, sağlık durumunun iyi olduğu kaydedildi.

3. Hükümetin PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uyguladığı tecrit can yakmaya devam ediyor.

Tecridi protesto eden Kürt gençleri Öcalan’ın “kendini yakma eylemlerini tasvip etmediği” yönündeki açıklamalarına rağmen bedenini ateşe veriyor. Son olarak olarak önceki gün Adana’da Seyhan ilçesinde Abdulkadir Atilla adlı 17 yaşındaki genç Öcalan üzerindeki tecridi protesto etmek amacıyla bedeni ateşe verdi.
Gülbahçe mahallesinde bir sokakta bedeni ateşe veren Atilla, çevredeki yurttaşlar tarafından Adana Numune Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Vücudu 3. derecede yanan Atilla, yoğun bakıma alındı. Atilla’nın Ankara’ya sevk edilmesi bekleniyor. Görgü tanıkları, Atilla’nın sokakta üzerine benzin dökülerek bedenini ateşe verdiğini ve slogan attığını belirtti. Atilla’nın hayatı tehlikesinin devam ettiği bildirildi.

4. İmralı’da tutulan Abdullah Öcalan’ın avukatları ve yakınlarıyla görüştürülmemesini protesto etmek için bedenini ateşe veren 25 yaşındaki Mehmet Şerif Saklı yaşamını yitirdi.
Bursa’nın Mudanya İlçesi’nde bedenini ateşe veren ve vücudunda ileri derecede yanık bulunan Saklı Uludağ Üniversitesi Hastanesi Yanık Ünitesi’ne kaldırılmıştı. Burada ameliyat edilen Saklı daha sonra yoğun bakım ünitesine alınmıştı. Ailesi ve yakınları hastanede beklerken, hayati tehlikesi bulunan Saklı hastanede yaşamını yitirdi.
Mehmet Şerif Saklı’nın cenazesi, bu akşam Osmangazi İlçesi’ndeki BDP temsilciliği önünde saat 20.30’da düzenlenecek tören ardından Diyarbakır’a gönderilecek.

5. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye getirilişinin yıldönümünde bedenini ateşe veren ve kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren Ömer Koç’un cenazesi Doğubayazıt’ta defnedildi. Koç’un bedenini ateşe vermeden önce yazdığı mektubu, mezarlıkta okundu. Koç mektubunda, “Çığlığım Kürdistan’ın kutsal topraklarında fışkıran kemiklere, toplu mezarlara, Roboski’de 34 insanın katledilmesine, asit kuyularına, talan edilen köylere, yakılan ormanlara, önder Apo’ya uygulanan tecride, Kazan Vadisi’ne, Dersime, Zilan’a, Koçgırî’ye, Agırî’ye, Newala Qesaba’ya, Uğur’a ve Ceylan’adır” diyor.

 

Abdullah Öcalan’ın tecriti ile ilgili çeşitli gazete haberleri

1. ‘Öcalan’a özgürlük’
Diyar TUAD-DER, cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ve PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çekmek için her hafta Diyarbakır D Tipi Cezaevi önünde düzenlediği eylem bu hafta da devam etti. Burada yapılan açıklamada “Cezaevindeki hasta tutsaklar göz göre göre ölüme gönderiliyor ve bu durum sinsi politikalarla toplumdan gizleniyor” diyen Kızıldemir, bu tutum ve yaklaşımları kabul etmediğimizi ve teşhir etmeye devam edeceğimizi bir kez daha söylemek istiyoruz. Kürt sorunun demokratik barışçıl çözümü noktasında önemli bir konuma sahip olan Sayın Öcalan’ın sağlık güvenlik ve özgürlüğünün sağlanmasını istiyoruz” denildi.

 

2. Tecridin Sonucu Ağır Olur!
Öcalan üzerindeki tecridin ve İmralı’nın statüsünün hukuka aykırı olduğunu söyleyen İHD Genel Başkanı Türkdoğan, hükümeti uyardı: ‘Öcalan herhangi biri değil, tecridin sonuçları ağır olabilir’.
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit 300 günü aşkındır devam ederken hükümet ve demokratik kurumlar ile CPT sessizliğini korumaya devam ediyor. Öcalan’a tecrit içinde tecrit uygulandığını vurgulayan Türkdoğan, “Hem Türkiye’nin hem de uluslararası kuruluşlar hukuku ihlal ediyor” diye konuştu.

3. PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit 300. gününe girerken, hükümete İmralı Sistemi’ne son ver çağrısı yapan çok sayıda aydın, yazar, siyasetçi ve STK temsilcisi, ‘Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü’ istedi
Barış İçin Öcalan’a Özgürlük Platformu’nun düzenlediği toplantıya katılan aydın, yazar, politikacı ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri hükümete şu çağrıda bulundu: “Derhal, hemen şimdi, Öcalan’a uygulanan tecridi kaldırın, özgürlük tanıyın ve görüşmelere başlayın. Diyalog ile müzakere ortamını sağlayın. Ülkeye barışı getirin.”
DTK’nin düzenlediği, “Cezaevleri ve Sağlık Çalıştayı”ndan da aynı talepler dile getirildi. Çalıştay’ın açılışını yapan DTK Üyesi Edip Yaşar, “İnsan hakları ihlallerinin en yoğun yaşandığı yer İmralı’dır. Sayın Öcalan üzerindeki hukuk dışı tecrit ve izolasyon politikaları, kabul edilemez. Tek çözüm Öcalan’ın özgürlüğüdür” dedi.

4.İmralı tecridi kabul edilemez
Mardin’de, DTK Sosyal Politikalar Komisyonu Sağlık Grubu tarafından düzenlenen “Cezaevleri ve Sağlık Çatıştayı”, KESK Eğitim Salonu’nda başladı. Çalıştaya; Adli Tıp Uzmanları Derneği, TBB, İHD, SES, THİV, TOHAV, TTB, TUHAD FED, Türkiye Psikiyatri Derneği, Asrın Hukuk Bürosu, MEYADER ve Mardin’den çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Çalıştayda, özellikle 12 Eylül darbe dönemini aratmayan cezaevi sorunları nedeniyle yüzde 115’e varan doluluk oranları, uzun tutukluluk süreleri, tedavi edilmeyen tutuklu ve hükümlülerin ölüm haberleri, işkence, sürgün, sağlıksız cezaevi ortamı, sağlık hizmetlerine ulaşmama ve tecrit konuları ele alındı.

5. Tecrit 300. gününde
İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi’nde tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit 300. güne girdi. Avukatlarının İmralı‘ya gitmek için 10 ay içinde Bursa Cumhuriyet Savcılığı’na yaptıkları 73 başvuru da ‘hava muhalefeti, koster bozuk’ veya ‘onarımda‘ iddialarıyla her seferinde reddedildi.

6.İmralı’da korsan hukuku
Öcalan’a tecridin hukuka aykırı bir şekilde sürdüğünü söyleyen Avukat Ercan Kanar İmralı’da korsan hukukunun olduğunu söyledi. Kanar, “İmralı’da bütün kurallar ihlal edildi. 99’da kriz bölgesi ilan edilerek, askeri otoritenin sözlü kurallarıyla yürütüldü. Şimdi de tecrit yine hukukla alakası olmayan sözlü kurallarla devam ettiriliyor” diye konuştu.

PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit 300’ü aşkın gündür devam ederken, süreçle birlikte yürüyen en önemli olaylardan biri de 36 avukatın, “Kandil ile PKK Lideri Abdullah Öcalan arasında kuryelik yaptığı ve önderlik komitesinde yer aldığı” gerekçesiyle tutuklanmaları oldu. Meslektaşlarının tutuklanmasının ardından 400’e aşkın avukat bir araya gelerek, Savunmaya Özgürlük Platformu kurdu. Platformun içinde yer alan ceza hukukçularından Av. Ercan Kanar, avukatların tutuklanmasını, İmralı’da başlayan tecrit süreciyle iç içe gelişen bir süreç olduğuna dikkat çekti.

7.Siirt Barış Anneleri İnisiyatifi, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve cezaevinde yaşanan kötü uygulamalara ilişkin BDP Siirt il binasında basın toplantısı düzenledi. Açıklama yapan inisiyatif üyesi Hediye Özer, tutuklu bulunduğu Batman M Tipi Kapalı Cezaevi’nde geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitiren 57 yaşındaki Hayrettin Toktaş’ın hastalığının cezaevi yönetimi ve devlet tarafından bilindiğini ifade ederek, AKP devletinin hasta tutukluları bilinçli olarak serbest bırakmadığını söyledi. Özer, hasta tutsakların cezaevlerinde ölümle karşı karşıya bırakıldığını ve başta Hayrettin Toktaş olmak üzere cezaevlerinde yaşan ölümlere sebep olan anlayışı kınadıklarını belirtti.