Yazılar

Mandela ve ‘ubuntu’

Mandela ve ‘ubuntu’

15 Aralık 2013 at 12:35

First National Bank, Obama ve Zuma, Madiba’ya saygıda kusur etmedilerse de lafla “ubuntu” olmadığını gördük hep birlikte. Değilse, Madiba’nın onuruyla onurlanmak için son sözü kendisine ayıran Başkan Zuma halkından iltifat yerine hakaret görmezdi. Devletle ubuntu aynı anda var olamıyordu. 

O mahkemeler bu mahkemeler değil

O mahkemeler bu mahkemeler değil

08 Aralık 2013 at 14:02

Tıpkı Taylan Özgür’ün öldürülmesinde olduğu gibi seçerek, hedef gözeterek, bir polis görevlisi tarafından bir toplumsal olay sırasında Ankara’da herkesin sevip saydığı bir devrimcinin öldürülmesiyle karşı karşıyayız. O nedenle burada bir tesadüf, kaza ya da kötü talih olmadığını kasıt olduğunu da düşündürecek pek çok sebep var. Bütün bunlar aydınlatılmayı bekliyor. 

Madiba’dan sonra…

Madiba’dan sonra…

08 Aralık 2013 at 13:47

Nelson Mandela  eğer gerçekten Güney Afrika’nın ve ezilen insanlığın ruhuysa, bir ömrü daha olsa, onu mutlaka onurları için birinci ömrünü vermiş olduğu siyah emekçilerin toplumsal kurtuluşuna adardı. Eminim o zaman pek çok kimliğinden biri olan “halkın mızrağı” suretine bürünürdü. 

Dershanesiz, sınavsız bir eğitim!

Dershanesiz, sınavsız bir eğitim!

01 Aralık 2013 at 10:06

“Dershane” meselesi her şeyden önce milyonlarca öğrencinin/gencin hayatını doğrudan ilgilendiriyor. “Yiyin birbirinizi” diyerek olan bitene uzaktan bakmakla yetinemeyiz. Bu, “dışımızdaki” bir kavga değil.

Başka dilde doğmak?

Başka dilde doğmak?

24 Kasım 2013 at 00:04

Duvarlar, yaygın medyanın “amiral gemisi”nin reklam afişleriyle kaplanıyor bir kez daha. Kendi başlarına herhangi bir zamanda söylenmiş olmalarının çokça bir önemi olmayacak cümleler peşpeşe dizilince gazetenin kentlere ticari bağlamın örttüğü bir liberal manifestoyla seslendiğini sezebiliyoruz.

Vali ne iş yapar?

Vali ne iş yapar?

19 Kasım 2013 at 15:53

Neye ihtiyacımız olduğunu 1871’den beri biliyoruz: Yöneticilerimizi seçme ve geri çağırma yetkisi!  Bu gerçek olduğunda hiçbir kamu görevlisi yurttaşa sesini yükseltemeyecek. 

Açtığımız yol…

Açtığımız yol…

10 Kasım 2013 at 14:55

Halkların Demokratik Partisi (HDP) kongresi bir işaret fişeği oldu. Türkiye’nin politik sahnesindeki bütün oyuncuları yerlerinden kıpırdanmaya ve konumlarını gözden geçirmeye zorladı ve buna da devam edecek. Çünkü o sıradan bir parti değil. Başka bir şey.

Men çe guyem, tamburam çe zened*

Men çe guyem, tamburam çe zened*

25 Ağustos 2013 at 19:08

Muhalefet milletvekillerinin dokunulmazlık zırhları yürütme ve yargı organlarınca sistematik bir biçimde deliniyor. TBMM’nin AKP’li çoğunluğu, çoğu kez vahşice bir şiddet boyutuna varan bu ihlalleri görmezden geliyor.