“İlerleme olmadıkça Meclis, çözüm ve barış Meclis’i olmayacak”

Nizamettin Kaplan’n sorularını yanıtlayan Kürkçü, blok adayları adına Şerafettin Elçi’nin bugün yaptığı açıklamalara biraz daha ayrıntı getirdi.

“Şu an Meclis’in kapısında duruyoruz, ister gireriz ister girmeyiz” diyen Kürkçü, parlamentoyu terk etmekle oraya gitmemek arasında fark olduğunu, somut adımlar atılmaması halinde başka çareler de düşünebileceklerini söyledi.

Kürkçü’nin Diyarbakır’dan NTV mikrofonlarına yaptığı açıklamalar şöyle:

Meclis’e girmemek son çare miydi?
— “Başka çareler de var. Şu an Meclis’in kapısında duruyoruz, ister gireriz ister girmeyiz. Dolayısıyla, bu duruma bağlı olarak değişebilecek bir pozisyon. Ama koşullar olumlu yönde seyretmezse başka çareler de düşünebiliriz. Siyasetin biricik yolu alınan bu kararları kabul etmek değildir. Olan bitene ses çıkarmadan, bununla ilgili açık ve net bir tutum almadan, seçmenlere karşı sorumluluğumuzu yerine getirmiş sayılmayız.

Hatip Dicle’ye oy veren 80 bin seçmenin oyu hiç sayılmış ve onun 4’te 1’i oy almış birisi Meclis’e gönderilmiş durumda. Ortada somut bir adım da yok. Bülent Arınç’ın açıklaması çözüm fikrine yaslanırken, Bekir Bozdağ’ınki statükonun muhafazası fikrine yaslanıyor. Bu AKP’nin bir koalisyon olduğu konusundaki fikrimizi de doğruluyor. Bu koalisyonu Bozdağ tarafından dillendirilen kesimin bir çözüm ortağı olamaya niyeti olmadığını görüyoruz.

Parlamentodaki diğer politik güçlerin hepsi de yargı darbesinden nasiplerini almış durumda. Tek mağdur olmayan AKP, diğerleri ise mağdur. Bunun muhasebesini AKP ve diğer partiler yapacaktır. Bu hamur daha çok su kaldırır.”

Hangi somut adım sizi kararınızdan döndürür?
Bunların ne olduğunu tam olarak bilemem ama şunu söyleyebilirim. Özgürlükçü ve katılımcı bir yorum ile yasaların ve anayasanın değişikliğe tabi tutulacağına dair açık bir taahhüdü, bununla birlikte bizimle yapılacak olan müzakere ve bize yönelik hitap ile güvencelerin ortaya konacağına dair somut göstergeler. Bunların olması halinde düşünme süreci şler. Ancak Bozdağ’ın yanıtı üzerinden hiçbir şey işlemez.”

— Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ın tahliye talepleri reddedildi. KCK tutukluları için de bu durum söz konusu olabilir. Ayrıca Engin Alan üzerinden MHP için aynı konu gündemde. Bu durumda o partilerle işbirliği olabilir mi?
Mutlaka işbirlği olması gerekmez. Ama bu kararlar karşısında hepimizin aynı hat üzerinde durduğu ortada. MHP milletvekilleri , Hatip Dicle kararının ardından ‘şeriatın kestiği parmak acımaz’ şeklinde açıklamalarda bulundular. Engin Alan için ne diyeceklerini merak ediyorum.

Ben bu çerçevede mevzuatın özgürlükçü ve katılımcı biçimde genişletilmesi ve Kürt sorununun çözümüne imkan verecek şekilde, muhatapların Meclis’e girebilmesine olanak sağlanması bakımında tüm partilerle görüşülebileceğini söyleyebilirim.”

— Bağımsızlar bugün buradaydı ve bir kısmı ayrıldı. Yarından itibaren ne olacak?
Aldımız kararlar var. Bunları seçmenlerle paylaşacağız. Miellete yakın olup, kararları ve bunların gerekçelerini anlatacağız. Onların görüşlerini dinleyeceğiz. Ve halkı bu kararlar karşısında kendisini ifade etmeye davet edeceğiz. Bundan sonra eleştiri görevimizi fiilen her yerde sürdüreceğiz.

Biz parlamentoyu terk etmiş değiliz, biz parlamentoya girmedik; ikisi birbirinden farklı şeyler. Kendi vekaletimizi çarçabuk terk etmeye de o kadar hevesli değiliz. Ama açık ve net herhangi bir ilerleme olmadıkça, öyle görünüyor ki Meclis bizim için çözüm ve barış Meclis’i olmayacak.”

http://www.ntvmsnbc.com/id/25226166/