Halkların Demokratik Kongresi, kamu emekçilerinin grevini destekliyor

HDK Divan üyesi milletvekilleri Kürkçü, Tuncel ve Levent, kamu emekçilerinin 21 Aralık’ta yapacağı grevi desteklediklerini açıkladı.

BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, Bağımsız İstanbul Milletvekili Levent Tüzel Halkların Demokratik Kongresi Divan üyeleri olarak Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Kürkçü, “kamu emekçileri ve sağlık çalışanlarının sendikal haklarını korumak, esnek ve güvencesiz çalışmaya karşı çıkmak, sendikal mücadele önderlerinin keyfi tutuklama ve baskılarına son verilmesini sağlamak, sağlık hizmetlerinin özelleştirilerek piyasalaştırılmasına karşı çıkmak amacıyla genel greve çıktığını söyledi. Emekçilerin bu başkaldırısının tamamen haklı, yerinde ve zamanında olduğunu belirten Kürkçü, “Bu grev AKP hükümeti eğer kıymetini bilebilirse, bir sosyal uyarıcı olarak kamuoyu yoklamalarının verdiği rehavetten uyanmasına yardımcı olabilecektir. Çünkü 21 Aralık genel grevi bütün ülkede kol gezen büyük hoşnutsuzluk dalgasının bir habercisidir” dedi.

KCK adı altında DİHA, Etik Ajans ve Özgür Gündem gazetesine yönelik operasyonunu, “muhalif basının hoyratça susturulması” olarak nitelendiren Kürkçü, basın çalışanlarının, kırımlarala esilmeye çalışılan Kürt halkının, sermayenin sınırsız tahakkümü altına sokulan köylülerin, ayrımcılığa uğrayan kadınların ayakta olduğunu belirterek şöyle devam etti:

“21 Aralık genel grevinin AKP hükümetine rakipsiz olmadığını, en büyük rakibinin Türkiye nüfusunun büyük çoğunluğunu oluşturan emekçiler, yoksullar, kadınlar, ezilen halklar ve dışlanan inançlar olduğunu hissettirmesi için bu grevi destekliyoruz” dedi.

“İKİ BARDAK KIRMAYI DÜŞÜNÜYORUM”

Baskıların medya blokajı şeklinde de sürdüğünü belirten Kürkçü, basın mensuplarına “Sözlerimize tercüman olmanıza ihtiyacımız var” diye seslendi. Kürkçü, “Meclis Genel Kurulu’nda bu konuyu gündeme getirmek için bir eylem, bir çalışma planlıyor musunuz?” sorusuna BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan’ın bütçe görüşmeleri sırasında Meclis kürsüsünde bardak kırması olayına gönderme yaparak, espriyle, “Öyle bir şey mi bekliyorsunuz. Ben iki bardak kırmayı düşünüyorum” yanıtı verdi. Kürkçü bu tür konuları daha çok söz alarak ifade etmeye çalıştıklarını genel greve kadar olan söz haklarında da bunu yapacaklarını söyledi.

Basın Açıklamasının Tam Metni:

21 Aralık’ta kamu emekçilerinin ve sağlık çalışanlarının bütün Türkiye’de çıkacakları genel grevin gerekçelerini paylaştığımızı ve emekçilerle tam dayanışma içinde olduğumuzu duyurmak için buradayız.

Kamu emekçileri hükümetin 4688 sayılı sendikalar yasası taslağıyla sınırlamayı ve yok etmeyi hedeflediği sendikal haklarını korumak ve geliştirmek,  657 sayılı devlet memurları kanununu hükümsüzleştirecek Kanun Hükmünde Kararnamelerle esnek ve güvencesiz çalışmaya mahkum edilmelerine karşı koymak, TMK’nin sendikal mücadele önderlerine yönelik bir silaha dönüştürülerek sürdürülen keyfi tutuklama ve baskılara son verilmesini sağlamak amacıyla genel greve çıkıyorlar.

Sağlık emekçileri de 663 sayılı Kanun hükmünde kararname yoluyla sınırsız yetkili, sıfır güvenceli, çoğunluğu özel sektörden transfer hastane CEO’larının, Bakanlığın “mali kriterlerine” göre yöneteceği Kamu hastane birlikleri kurulmasına ve sağlık hizmetlerinin özelleştirilerek piyasalaştırılması, devlet hastanelerinin birer şirket hastanesine dönüştürülmesine karşı gene yarın grevde olacaklar.

Emekçilerin bu başkaldırısı tamamen haklı, yerinde ve zamanında…

Bu grev, AKP hükümeti eğer kıymetini bilebilirse, bir sosyal uyarıcı olarak kamu oyu yoklamalarının verdiği rehavetten uyanmasına yardımcı olabilecektir. Çünkü 21 Aralık genel grevi bütün ülkede kol gezen büyük hoşnutsuzluk dalgasının bir habercisidir.

Daha bugün, DİHA, Etik Ajans ve Özgür Gündem Gazetesine yönelik olarak gerçekleştirilen, muhalif basının hoyratça susturulmasına amaçlayan tutuklamalara karşı basın çalışanları ayakta; kamu emekçilerinin yanı sıra, operasyonlar, tutuklamalar, kırımlarla ezilmeye çalışılan, sadece bedenleri değil ruh ve inançları da saldırı altına alınan Kürt halkı isyanda; doğal yaşam alanları, su kaynakları HES projeleriyle sermayenin sınırsız tahakkümü altına sokulan köylüler direnişte; öğrenciler her yerde geleceksizliklerine başkaldırıyor; kadınlar uğradıkları ayrımcılık ve dışlanmaya karşı hayatları pahasına direniyor…

AKP hükümetinin bu toplumsal eşitsizlikler ve haksızlıkları sürdürürken, ABD’nin bölgesel hakimiyet sisteminin “model ortağı” olarak Suriye ve İran’a yönelik “harp hazırlıkları” içine girmesi Türkiye’yi saldırgan bir milliyetçilik, etnik ve mezhepsel ayrımcılık dalgasının kabarması tehlikesiyle de karşı karşıya bırakıyor. Daha şimdiden Suriye sınırındaki illerde büyük bir tedirginlik dalgası esiyor.

21 Aralık genel grevinin AKP hükümetine rakipsiz olmadığını, en büyük rakibinin Türkiye nüfusunun büyük çoğunluğunu oluşturan emekçiler, yoksullar, kadınlar, ezilen halklar ve dışlanan inançlar olduğunu hissettirmesi için bu grevi destekliyoruz.

Bu grevin Türkiye’nin her köşesinde hayata geçirilmesi için Halkların Demokratik Kongresi’nin bütün bileşenleri her yerde harekete katılacaklar…

Bizler de Halkların Demokratik Kongresi Divan üyesi milletvekilleri olarak bu haklı mücadelenin TBMM’den yankılanması için emekçilerin hizmetinde olmaya devam edeceğiz.

20 Aralık 2011
Sebahat Tuncel, Ertuğrul Kürkçü, Levent Tüzel, Sırrı Süreyya Önder