Kürkçü Avrupa Konseyi’nin düzenlediği Dünya Demokrasi Forumu’nun “popülizm bir problem mi?” adlı oturumunda söz alarak “Lafı dolaştırmadan, bir demagoga demagog, bir faşiste faşist, tirana tiran, diktatöre diktatör demenin neresi yanlış?” diye sordu.
[Moderatörün daha önce çok sayıda Türkiyelinin söz aldığını belirtmesi üzerine] Türkiye vatandaşıyım ama sorumu Kanada vatandaşına sormak istiyorum.
Görüyorum ki Ürdünlü yoldaş dışındaki bütün katılımcılar popülistlerin kötü insanlar oldukları ve liberal sitemden dışlanmaları gerektiği konusunda fikir birliği halinde. Fakat bütün illiberal ya da “liberal demokrasi” denilen şeye ters düşen bütün eğilimlerin bu tanım altında aynı torbaya konulduğunu düşünüyorum. Lübnan’ın Hasan Nasrallah’ından, Venezuela’nın Maduro’suna, Türkiye’nin Tayyip Erdoğan’ından, Fransa’nın Le Pen’ine farklı sosyal temeller ve sınıf çıkarlarından gelen herkes aynı torbada. Sevmediğimiz bütün siyasi eğilimleri ve kişileri kapsayan bu popülizm tanımı bilimsel olmadığı gibi politik de değil.
O yüzden sormak istiyorum: Lafı dolaştırmadan, bir demagoga demagog, bir faşiste faşist, tirana tiran, diktatöre diktatör demenin neresi yanlış? Neden Erdoğan’ı kötülerken Maduro’yu da, Hasan Nasrallah’ı da kötülememiz gereksin? Bu iyi bir politika yapma yolu değil…
Aynı zamanda bu forumu da şu bağlamda eleştirmek istiyorum, kendisine “dünya demokrasi forumu” diyor ama saydım, 182 konuşmacıdan 141’i Avrupalı sadece 5’i Afrikalı ve 14’ü Asyalı. Dolayısıyla buraya “Dünya Hakkında Avrupa” forumu desek daha doğru olur. Teşekkürler.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.