Eskişehir’de 2 Haziran’da Gezi Parkı eylemleri sırasında uğradığı saldırı sonucunda 38 gün komada kaldıktan sonra 10 Temmuz 2013’de yaşamını yitiren Ali İsmail Korkmaz’ın davası Kayseri Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
1’i polis 5 tutuklu toplam 8 kişinin yargılandığı davanın duruşması gergin başladı. Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada avukatlar ile mahkeme heyeti arasında salonun darlığı başta olmak üzere alınan yoğun önlemler ile ilgili tartışma yaşandı.
300’ü aşkın avukatın izlediği davada kimlik tespiti yapıldığı sırada duruşma salonuna giren bir kişinin belinde silah olduğu avukatlar tarafından fark edildi. Sivil bir kişinin belindeki silah fark edilince, avukatlar kim olduğunu sordu. Şahıs önce avukatım dedi, ancak kimlik sorulunca gösteremedi. Şahıs, destek için gelenler tarafından darp edildi. Ardından onlarca polis tarafından koruma altına alınarak duruşma salonunun yanındaki odaya götürüldü. Yakalanan şahıs, dışarı çıkarılmak istendi. Ancak avukatlar kimlik tespiti yapılması için çıkışına izin vermedi. Daha sonra şahsın Afyon’un Çayda ilçesinde görevli uzman çavuş İbrahim Karaman olduğu tespit edildi. Karaman, polis kordonunda başka bir salona götürülürken, üzerinde bulunan silah da kargaşa arasında polisler tarafından kaçırıldı.
Avukatlar, Karaman ve silahı kaçıran polis hakkında suç duyurusunda bulundu, Karaman’ı yakalayan avukatların da mahkemede tanık olarak dinlenmesini istedi. Korkmaz ailesinin avukatlarının ısrarı üzerine, uzman çavuş İbrahim Karaman’ın silahının olduğuna tanık olan avukatlar ve HDP İstanbul Büyükşehir Belediye Eşbaşkan Adayı Pınar Aydınlar ifade verdi. Korkmaz ailesinin 4 avukatı, Pınar Aydınlar’ın Karaman’ı koridorda gördüğünü, “Siz avukat mısınız?” diye sorduğunu, bu sırada Karaman’ın elini beline attığını söyledi, “Kimlik görmek istediğimizde, polisler tarafından korumaya alındı” dedi.
Aydınlar da, duruşma salonuna çıktığında, Karaman’ın dikkatini çektiğini söyledi, “Belinde silah vardı. Bunun üzerine ‘Avukat mısınız?’ diye sordum. O da, ‘Avukatım’ dedi. Ancak elini belindeki silaha attı. Sonra etrafını polisler sardı, arbede yaşandı” diye konuştu. Uzman çavuş İbrahim Karaman ise, ifadeleri kabul etmedi, “Ben adliyeye telefonumu bile getirmedim” iddiasında bulundu. Avukatlar ise, silahın bir sivil polise verildiğinde ısrar etti. Yaşanan gerilimin ardından iddianamenin okunmasına geçildi.
Ali İsmail Korkmaz davası için Kayseri’ye gelen HDP İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel, adliye önünde açıklama yaptı. Korkmaz ve diğer direnişçileri anarak konuşmasına başlayan Tüzel, “Elbette katillerin yakasını bırakmayacağız. Onun için buradayız, adalet arıyoruz. Bu yargılamayı bizlerden kaçırmak istediler, bütün siyasi yargılamalarda olduğu gibi, devletin hesap vermesi gereken tüm davalarda olduğu gibi” dedi. Tüzel, Metin Göktepe ve Gazi davalarını örnek gösterdi. Ali İsmail’in sokağa çıkan onlarca gençten biri olduğunu söyleyen Tüzel, Haziran ayında sokakları terörize eden polis ve devletin gerçeklerin üzerini örtmeye çalıştığını kaydetti. Tüzel, Ali İsmail’in öldürülmesinde ortaya çıkan görüntülerin gerçekleri gözler önüne serdiğini ifade ederek, şöyle konuştu: “Sanıklar sadece burada olanlar değil. Haziran’da insanların uzuvlarını kaybetmesine sebep olanlar, direnişçileri tutuklayanlardır. Asıl olarak bunların hesap vermesi gerekiyor. Memurunu koruyan devlet, ‘arkadaşları öldürdü’ diyen Eskişehir Valisi de sorumlu. Bu devlet, Ali İsmail’in avukatlarını da ‘örgütle bağlantılı’ diyerek hedef gösterdi. “Yeni katliamlar, ölümler olmaması için adaletin sağlanması gerektiğini ifade eden Tüzel, adalet için mücadele edeceklerini dile getirdi.
Taksim Dayanışması adına konuşan Ali Çerkezoğlu da, Gezi direnişine değinerek, Taksim Dayanışması’nın davasının Ankara, Antakya, İzmir ve Türkiye’nin değer illerinde hayat bulduğunu söyledi. Çerkezoğlu, “Bu dava üç beş ağacın davası olmakla birlikte diktatörlüğe karşı verilen bir mücadeledir. Katilleri ve katilleri koruyanlardan, ‘destan yazdı’ diyenlerden hesap sormak için buradayız” dedi. HDP İstanbul Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan adayı Pınar Aydınlar, “Biz halkın adaletine, mücadelesine inanıyoruz. Haziran’da ortaya çıkan tarihi direnişte Ali İsmail’e atılan kurşun, Ahmet’e, Ethem’e atılan kurşun hepimize atılmıştır. Zulmün olduğu her yerde isyan etmek meşruysa, isyanımızı sürdüreceğiz” dedi.
03.02.2014
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.