Halkların Demokratik Partisi Merkez Yürütme Kurulu, 1 Nisan 2014 günü yaptığı toplantıda seçim sonuçlarını değerlendirerek şu tespitleri yaptı:1. Yerel seçimler sürecinde ve sonucunda ortaya çıkan durum göstermiştir ki, Türkiye’de toplumsal sorunların çözümü ancak köklü bir demokratikleşme ile sağlanabilir ve bu çok acil bir ihtiyaçtır. Demokrasi, sosyal haklar, eşitlik ve ekoloji mücadelesi, Kürt sorununda çözüm ve barış, ne AKP’nin insafına bırakılabilir ne de geleneksel inkarcı ve ulusalcı zihniyetten vazgeçmeyen CHP’nin iktidar hesaplarına malzeme yapılabilir.
2. Yerel seçim olmasına rağmen doğrudan genel seçim niteliğinde, çok zorlu ve hileli bir seçim süreci geçmiştir. Türkiye’deki toplumsal kutuplaşma sandıklara da yansımıştır. Aradan günler geçmiş olmasına rağmen Türkiye’nin birçok yerinde sayımda ve tutanaklarda hile yapıldığı, yakılmış oyların çöplüklerde bulunduğu gerekçeleriyle sonuçlara itiraz edilmiş olması ve yeniden sayımların yapılması; itirazların gösterilerle sürmesi, demokratik gösteri hakkını kullananlara yönelik kabul edilemez polis saldırıları bu kutuplaşmanın devam edeceğinin de bir göstergesidir.
3. Seçim çalışmaları eşit olmayan koşullarda gerçekleşmiştir. Ana akım medya desteğinin asla bizden yana olmamasına, bariz bir ayrımcılık yaşanmasına; tüm imkanların AKP’ye sunulmuş olmasına; Fethiye, Aksaray, Giresun, Urla ve pek çok ildeki yoğun baskı, engelleme ve ırkçı saldırılara rağmen seçim çalışmalarımızı sürdürdük. Özellikle seçim sürecinde partimize karşı geliştirilen linç kampanyasına, CHP-Cemaat cephesinin oluşturduğu psikolojik baskıya rağmen, HDP’nin sandıkta aldığı sonuçlar önemlidir. Bu ortam arzu ettiğimiz sonuçları almamızı engellese de, elde ettiğimiz destek bundan sonraki çalışmalarımız için önemli bir başlangıç zeminini yaratmıştır.
Batıda HDP, Kürt illerinde BDP ile seçime girmek riskli bir karardı. Ama ona rağmen alınan sonuçlar hepimizi sevindirdi. BDP, 103 il, ilçe ve beldede seçimi kazandı. Kürt halkı kendini yönetmek istediğini, diline, kimliğine, kültürüne sahip çıktığını seçim sonuçları ile bir kez daha söylemiş oldu.
HDP ise batıda, ilk kez girdiği ve henüz örgütlenmesini tamamlayamadan 5 ay gibi çok kısa bir sürede hazırlandığı seçimlerde, 2009 ve 2011’de alınan oyları çoğu yerde korudu, kimi yerde artırdı, bazı yerellerde ise kayba uğradı. Ancak hemen hemen Türkiye’nin her yerinden oy aldı, İstanbul’da üçüncü kuvvet merkezi olduğunu gösterdi. Toplamda 3 milyona varan oy ve yüzde 7’ye ulaşan oran, HDP-BDP ortaklığının, Cumhurbaşkanlığı seçimleri, genel seçimler ve bu iki seçim arasında ortaya çıkabilecek tüm siyasi denklemlerde var olma iddiasının; demokrasi, eşitlik, barış ve özgürlük yolundaki siyasetin yeni bir seviye kazanmış olduğunun göstergesidir.
Bu seçimin çok önemli bir sonucu kadınların kazanmış olmasıdır. HDP-BDP ortaklığının eşbaşkanlık uygulaması ile artık kazanılmış olan her yerelde bir kadın belediye başkanı da vardır. Kadınların çok büyük eşitsizlikle karşı karşıya bulunduğu Türkiye’de bu sonuç, seçimin bütün sonuçlarından çok daha kıymetlidir.
4. HDP olarak kısa bir örgütlenme ve yeterli olmayan bir hazırlık sonunda 54 ilde girdiğimiz yerel seçimlerde, hem çalışmalar esnasında hem de aldığımız sonuçlardan Türkiye’nin her tarafında bizi destekleyen, izleyen ve gözleyen insanların olduğunu sevinerek gördük. Bu bize, başlattığımız çalışmaların doğru bir yolda ilerlediğini gösterdi ve bizleri cesaretlendirdi.
Öte yandan kampanya dönemindeki çalışmalar eksiklerimizi ve hatalarımızı da görmemize yol açtı. Herhangi bir mazeret üretmeden bunların giderilmesi için adım atmamıza imkan sağladı. Bu kararlılıkla, elde ettiğimiz sonuçları, yaptığımız çalışmaları bütün yetkili kurullarımızla, üyelerimizle, bileşenlerimizle ve bu çalışmada bizi destekleyen, oy verenlerle birlikte tartışıp, eksik ve hatalarımızı cesaretle tespit edip, mücadeleyi ve örgütlenmemizi geliştirme, seçim dönemindeki çalışmalarımızı kolektif bir tecrübeye çevirme kararlılığındayız.
5. Seçim sürecindeki çalışmalar da gösterdi ki, HDP-BDP ortaklığı yerel yönetimlerin demokratikleştirilmesi, özerk ve demokratik bir yerel yönetim anlayışının gerçekleşmesi, toplumcu bir belediyecilik ve hizmet anlayışının yerleşmesi açısından yeni ve köklü önerileri olan tek politik odaktır. Bu sonuçlarla birlikte, yerel yönetimlerde geliştirdiği politikalarla ve uygulamaya başlayacağı modelle HDP-BDP ortaklığı yerel yönetimlerde ana muhalefet odağıdır.
6. Sonuçlara göre, Türkiye’deki iktidar-muhalefet tablosu yerel seçimlerden sonra da önceki durumunu korudu. ‘CHP yaptığı yanlış muhalefet ile AKP’nin elini güçlendiriyor’ tespitimiz sandıkta bir kez daha görüldü. AKP’nin oylarını korumasının nedeni, AKP karşıtlığından başka bir vasfı olmayan, AKP’nin kurduğu siyaset zemininin dışına çıkamayan cenahtır.
Ancak şu çok açık ki, sandıktan AKP’nin çıkmış olması, yolsuzluk ve usulsüzlükleri, dönen rüşvet çarkını, totaliter ve yasakçı zihniyeti aklamaz. AKP’nin bu politikalarına karşı dün olduğu gibi bugün de politik ve hukuki mücadelemiz sürecektir.
Türkiye’deki bu politik gerilim hattı devam edecek, hesaplaşma derinleşecektir. Bu hesaplaşmanın gerçekten bir demokratikleşmeyle, demokrasinin ve özgürlüklerin kazanılmasıyla sonuçlanması mücadelemize bağlıdır. Bizler Türkiye’deki muhalefet zafiyetini aşmaya aday olduğumuzu bu mücadelemizle göstereceğiz.
7. Bu sonuçlarla, HDP’nin Türkiye’de daha güçlü bir seçenek olması ve daha etkin bir rol alması açısından, görev ve sorumlulukların çok büyük olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Türkiye’deki mevcut siyasi krizden ve siyasi tıkanmışlıktan HDP-BDP’nin de içinde olduğu demokrasi güçlerinin birlikteliğiyle ve mücadelesiyle çıkılabilir. Bu mücadeleyi büyütmek için Türkiye’deki tüm demokrasi, emek ve barış güçlerine, sosyal hareketlere birlikte mücadele ve örgütlenme çağrımızı yineliyoruz.
HDP Merkez Yürütme Kurulu
2 Nisan 2014
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.