HDK EşsözcüleriGezi Direnişinin 3. Yıldönümü ile ilgili yaptıkları yazılı açıklamada “Saray darbesine karşı tüm halklarımızı mücadelemizi ortaklaştırmaya, bu zulüm karşısında birlikte yeni bir hayatı örmeye çağırıyoruz.” dediler.
Bugün Gezi Direnişi 3 yaşında. AKP iktidarının baskı, şiddet ve korku iklimini bir anda bahara çeviren, yaşam tarzına müdahaleden, temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasına, kent hakkına, ekoloji mücadelesine kadar birçok demokratik talebi haykıran ve ülkenin dört bir yanından bu sese kulak vererek kapitalizm karşısında başka bir uygarlık özlemiyle sokağa, özgürleşmeye çıkan, milyonlara selam olsun. Türkiye devrimci demokratik mücadelesinde yeni bir ufuk açarak günlerce tüm saldırılara rağmen, gaz bulutlarının içinden, mermilerin arasından, panzer suyunu göğsüne alarak sokağı terk etmeyenlere selam olsun.
Mücadele tarihimizin köşe taşlarından biri olan Gezi Direnişi bize bütün farklılıklarımıza rağmen bir arada, omuz omuza direnmeyi, karşı koymayı öğretti. Birleşen bir mücadelenin nasıl uzun soluklu olabileceği konusunda dersler çıkarmamızı sağladı, barış ve çözüm sürecinden doğan iklimde direnişin nasıl da yeşerip serpildiğine şahit olduk, tam da umutsuzluğa kapıldığımız anda bir kıvılcımın nasıl bütün bir ülkeyi umutla doldurup taşırdığını gördük.
Bu onurlu ve büyük mücadelede kaybettiğimiz Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük, Medeni Yıldırım, Ahmet Atakan, Hasan Ferit Gedik, Berkin Elvan ve Mehmet İstif’in anıları halen taptaze. O genç güler yüzlü canlarımızı saygıyla anıyoruz, katilleri henüz cezalandırılmasa da, onlar için adaletin peşini bırakmayacağımıza söz veriyoruz.
Bugün Haziran ayaklanmasını yaratan koşullardan daha ağır bir tablo ile karşı karşıyayız. Fiili olarak parlamenter sistem tasfiye edilmek isteniyor, Sarayın tek adam rejimine doğru koşar adım ilerleniyor, tüm muhalif sesler zor ve şiddetle bastırılmaya çalışılırken, demokratik mücadelenin önü her gün biraz daha kapatılıyor. 2013 Newrozu’nda açılan çözüm ve müzakere yolunun Saray ve AKP tarafından tek başına “buzdolabına kaldırılarak” terk edilmesinden sonra, bu topraklarda kan ve gözyaşı hiç eksilmedi. Suruç, Ankara ve devamındaki katliamlarda yüzlerce insanımız hayatını kaybederken, Silvan, Silopi, Cizre, Sur, Nusaybin ve Gewer’de kentler, ilçe merkezleri ağır savaş silahlarıyla yerle bir edildi, sivil insanlar katliama uğratıldı, binlercesi göçe zorlandı, zorlanıyor. Acılar derinleştikçe ülkenin “doğusu” ile “batısı” arasındaki duygusal bağlar her gün biraz daha inceliyor.
Bizler halklarımızın bu zulme ve zalime karşı direniş geleneğinin ancak birleşerek, aynı haksızlıklara ortak ses yükselterek başarıya ulaşabileceğini biliyoruz. O yüzden Gezi’nin sesini, Cizre’ye taşımalı, Nusaybin’in ruhunu Gezi’de yaşatmalıyız. Saray darbesine karşı tüm halklarımızı mücadelemizi ortaklaştırmaya, bu zulüm karşısında birlikte yeni bir hayatı örmeye çağırıyoruz.
31.05.2016
Halkların Demokratik Kongresi Eşsözcüleri
Gülistan Kılıç Koçyiğit-Ertuğrul Kürkçü
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.