Genel seçimlerde Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nu destekleyen Türk ve Kürt kadınları; anneler ve genç kadınlar, İstanbul 3. Bölge Bağımsız Milletvekili Adayı Abdullah Levent Tüzel ile buluştular. Tüzel ile hem acılarını hem de acıların son bulması için neler yapılması gerektiğine dair önerilerini paylaşan kadınlar, elele çalışma sözü verdiler.
Duygularını paylaşan kadınların zaman zaman akıttığı gözyaşları ise 30 yıllık savaşın yaralarının ne kadar taze olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Küçükçekmece, Avcılar, Esenyurt gibi Kürt bölgelerinden yoğun göç alan yoksul emekçi mahallelerden toplantıya katılan Emek Partili ve Barış ve Demokrasi Partisi üyeli kadınlara hitap eden Abdullah Levent Tüzel kısa bir konuşma yaptı. Tüzel, “Bütün bu seçim süreci boyunca halkımızı yeniden kazanacağız. Özgürlüğü, barışı, gençlerimizin hayatını yeniden kazanacağız; çocuklarımızın geleceğini yeniden kazanacağız. Bu ülkeyi yeniden kurmak için yola çıktı” Sizler çok acıları çektiniz. Kürt kardeşlerimiz çok acılar çekti. Hem kimlik ücadelesi hem var olma mücadelesi Cumhuriyet rejimi boyunca hak arama mücadelesi, özgürlüklek mücadelese kanla bastırıldı şiddetle bastırıldı. Topyekün bir savaş sürdürüldü. Elde kayıplar var, elde acılar var ve biz bunu değiştirmek üzere yola çıktık. Biz artık hiçbir çocuğumuzun hiçbir gencimizin hayatını kaybetmesine izin vermeyeceğiz” dedi.
CENAZELERİ DURDURMAK İÇİN…
Tüzel konuşmasının ardından sözü emekçi kadınlara bıraktı ve onların seçim sürecine dair önerilerini dinledi. İlk sözü alan bir Kürt annesi Kürtçe yaptığı konuşmasında, “Çalışacağız. Milletvekilimiz için çalışacağız. Ama sadece onlar için değil; evlatlarımızı zindanlardan çıkarmak için, evlatlarımızı dağlardan indirmek için çalışacağız” dedi.
BDP Esenyurt Eş İlçe Başkanı Şafak Anlı, “Biz milletvekili adayımız için sonuna kadar çalışacağız. Çocuklarımız için mücadele edeceğiz. Beraber katılarak komisyonlar kurarak tabiki vekilimizinde katıldığı toplantılarla başaracağız. Bundan eminiz” derken, bir başka Kürt annesinin, “Çocuklarımızı savaşa verdik; uyuyamıyoruz, yatamıyoruz, çocuklarımızın cesetleri buzhanelerde bekliyor. Kürt annelerinin hayatı işte böyledir. Ölü çocuklarımıza layık olmak için vekillerimizi Meclis’e göndermek zorundayız, bu cenazeleri durdurmak için çalışacağız” sözleri gözyaşları ve alkışlarla karşılık buldu.
‘AZINLIK OLAN AKP’NİN KENDİSİDİR’
Başakşehir’de yaşayan Dudu Kazan’ın, “Ben 15 yıldır Kürtlerle aynı mahallede oturuyorum. Çocuklarım Kürtçeyi Türkçeye çevirebiliyorlar. Kızım birçok Kürtçe kelimeyi biliyor, arkadaşlarıyla Kürtçe konuşabiliyor” sözleri ise çok dilli çok kültürlü bir Türkiye’nin mümkün olduğunu gösterir nitelikteydi. Kazan sözlerine şöyle devam etti: “Ben 15 yıldır Kürtlerle birlikte yaşıyorum, sonsuza kadar da onlarla yaşamaktan gurur duyarım. Bugün MHP’nin AKP’nin benim ülkem dediği yer, bana göre onlardan çok benim ülkemdir. Ve onlardan çok Kürt halkının ülkesidir. Bugün AKP Kürtleri, Alevileri hiçe sayıyor. Bu ülkede 20 milyon alevi 20 milyon Kürt yaşıyor. Bence burada azınlık olan AKP’nin kendisidir. Bizim burada onlara kim olduğumuzu ve var olduğumuzu göstermemiz gerekiyor. Ben bu mücadeleyi sonuna kadar götüreceğime buradan söz veriyorum. Yaşasın halkların kardeşliği diyorum”
Kazan’ın ardından söz alan BDP’li bir başka anne de “Biz çalışmazsak kazanamayız. Eğer çalışırsak, özgürlüğümüzü kazanırız, mutlu oluruz. İstediğimiz şeyleri elde ederiz. Oturmakla hiç kimse başarılı olamadı, olamaz. Çarşaflı bir kadın Kürtçe konuştuğum için bana laf etti. Ben Kürdüm. Kürtçemle, Kürt olmamla gurur duyuyorum. Ama ben hiç kimseyi Türk-Kürt diye ayırmıyorum. Hepsi benim kardeşimdir” diye konuştu.
‘KARDEŞLİĞİ ÖRMEK İÇİN SOKAKLARA’
Türkiye’de savaşın acısını en çok kadınların çektiğini söyleyen Meltem Akyol da, “Acıları yaşamış bir Kürt çocoğu olarak söylüyorum. Onlar savaşı örmek, daha fazla hırsızlık yapmak için mahalle mahalle dolaşıyorlar. Biz barışı, kardeşliği örmek için, aşımızı tenceremizdeki yemeğimizi çalanlara hesap sormak için dolaşmak zorundayız. Biz Emek, Demokrasi ve Özgürlük Blok’unun adaylarının meclise girmesi için sokak sokak dolaşmak zorundayız” dedi. Sema Barbaros ise, “Hergün haber bültenini açtığımızda, acaba bugün kimi kaybettik, bugün nerede bir kadına bir şey oldu kaygısını duyuyoruz. Bunun için Emek Demokrasi ve Özgürlük Blok’unun Meclis’e girmesine orada bizim sesimizi yansıtmalarına ihtiyacımız var. Birlikte çalışarak bunu başaracağız” dedi.
‘BU YOLU BARIŞ İÇİN YÜRÜYECEĞİZ’
Toplantıda Milletvekili Adayı Tüzel’in eşi Leyla Han Tüzel de söz aldı. Han Tüzel şunları söyledi: “Biz sadece bugün birlikte bir yol yürümüyoruz. Dün de birlikte yürüdük, yarın da birlikte yol yürüyeceğiz. Bu seçim sürecinde mutlaka kazanımlarımız olacak ve adaylarımız seçilecek. Ama biz bu yolu her zaman birlikte yürümek zorundayız. Biz artık EMEP’li ya da BDP’li kadınlar değiliz. Biz özgürlük, demokrasi, barış için bir araya geliyoruz dedik. Kürt kadınları ‘Jin, Jiyan, Azadî’ şiyarını geçmişten bugüne kadar yükseltmiştir. Bu süreçte özgürleşmiş, kendini ifade edebilmiştir. Biz yine alanlara, sokaklara çıkacağız, sokak sokak dolaşacağız. Biz bu seçimlerde bir millet vekili göndermek için sokaklarda değiliz. Barış talebini yükseltmek için sokaklardayız. Biz sofrasındaki ekmeğin, tenceresindeki yemeği azalan kadının sesini yükseltmek için sokaklarda olmalıyız. Bizim seçim sürecine dair bir tereddüdümüz de yoktur. Kazanacağımıza inanıyorum”
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.