Yerel seçimler öncesinde AKP ve Erdoğan’ın tehditlerini değerlendiren HDP Onursal Başkanı Kürkçü: “Bu artık bir onur meselesi, bir gün de olsa, bir saat de olsa o belediye başkanı o meclis üyeleri bizim olacak. Ondan sonra isterse kayyım getirsin kendini dünyaya rezil etsin o onun seçimi. Seçmen olmak için bedel ödedi insanlar ve bu bedele layık olmak zorundayız.”
HDP Onursal Başkanı ve 25.-26. Dönem İzmir milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Mezopotamya Ajansı’na Erdoğan’ın yerel seçimlere dönük açıklamalarını ve HDP’ye yönelik operasyonları değerlendirdi.
Önümüzdeki yerel seçimlerin hayati bir önemi olduğunu söyleyen Kürkçü, “Seçimler üzerinden getirilmesi hedeflenen Başkanlık sisteminin yerleşmesi için yerel seçimler üçüncü ve son ayak.” dedi. “Önce Anayasa referandumu ve 24 Haziran seçimleri, son olarak da yerel seçimler. Yerel seçimlerde blokun büyükşehirleri kaybetmesi ve Kürdistan’da kayyım atanmış il, ilçe belediyelerinde HDP’nin geri dönüşü aslında bu rejimin çöküşü anlamına gelecek. Şu an rejim esasen tek ayak parmağı üzerinde duran insan gibidir ve bu uzun süre sürdürülemez. İki ayağını yere basması lazım ve yerel yönetimler bunun için tayin edici önemde.”
‘HDP TAYİN EDİCİDİR’
Mezopotamya Ajansı’ndan Berivan Altan’a konuşan Kürkçü, hem Anayasa referandumunda hem de 24 Haziran seçimlerinde iktidarın açık hileler yaptığını söyledi. Kürkçü, “Böylelikle yüzde 49 olan ittifak oylarını yüzde 51 olarak gösterebildi. Ama yerel seçimlerde bu imkân yok. Her yerel kendi başına sayılıyor. Bu yüzden büyükşehirlerin AKP- MHP ittifakının elinden gitmesi çok yüksek olasılık, burada HDP tayin edicidir. Ankara’da, İstanbul’da, Adana’da, Mersin’de, Aydın’da, Manisa’da HDP hangi istikamette oy kullanırsa orada denge değişecek. Şimdiden iddiaya girebiliriz, kayyum atanan belediyelerin hepsi HDP’ye geri dönecek. HDP’den de bağımsız olarak bu Kürt halkının ‘ben böyle yönetilmek istemiyorum’ diyeceği sonuncu imkân ve Kürt halkı önüne ne zaman sandık konulsa, nasıl yönetilmek istendiğini söyledi” diye konuştu.
‘CUMHUR İTTİFAKI SANDIKTAN ÇIKMAZ’
Genel seçimlerde oyların manipülasyonlarla çalındığını savunan Kürkçü, yerel seçimlerde ise bunun kolayca değiştirilemeyeceğini söyleyerek, “Çünkü Cizre Cizre’dir, Sur Sur’dur, Diyarbakır Diyarbakır’dır. Ne deniyorsa o olacak. Ankara, İstanbul’da da Cumhur faşist ittifakının oy desteği yüzde 50’inin altındadır” dedi. AKP’nin oylarının büyük bir süratle düştüğünü belirten Kürkçü, şöyle devam etti: “Eskiden Erdoğan’ın oyları yüksekti ama son yapılan güven endeksi yoklamalarında, onun da oyları düşüşte. Eskiden ‘İşini iyi yapıyor mu ?’ sorusuna evet diyenler ona oy verenlerden fazlaydı. Şimdi düşüyor çünkü iktisadi kriz var dolayısıyla şapkadan tavşan çıkartılması lazım. Bu sonuçlarla bu ittifak sandıklardan çıkmaz bu yüzden yerel seçimler onlar için bir ‘beka’ meselesi.”
‘HDP SEÇİME NASIL GİDEMEZ HALE GELİR’
Erdoğan’ın açıkça “Sizi seçtirmeyeceğim. Eğer seçilirseniz kayyım atayacağım” dediğini hatırlatan Kürkçü, kural dışı, anayasa dışı, demokrasi dışı bu açıklamaların bir savaşa gidildiğinin göstergesi olduğunu söyledi. Son yapılan operasyonların da bununla ilgili olduğunu ifade eden Kürkçü, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:
“’Nasıl olur da HDP’yi aday çıkaramaz hale getiririz.’ diyorlar. Her muhtemel adayı lekelemeye çalışıyorlar. Hapse girmiş olmasını, adli sicil alamamasını sağlamaya ya da seçilse bile hapisten çıkamayacak ya da siyasi faaliyet yürütemeyecek hale getirmeye çalışıyorlar. Yerel seçimlerde yaklaşık 400 bin insan seçilecek ve HDP’nin 6 milyon oy tabanı içinde 400 bin yüksek bir oran. Her 20 HDP seçmeninden birisinin aday olması gerekiyor ve bu zorlayıcı bir şey bunu daha da zor hale getirme, halkı yıldırma, seçmenleri sandığa gidemez hale getirme amaçları var.“
Diyarbakır’daki operasyonların aslında bir örtülü savaşın hukuki kılıfa büründürülmüş hali olduğunu ve bunun devam edeceğine dikkat çeken Kürkçü, olağan koşullarda olağan bir seçime gidilmediğini ifade etti. Bu operasyonun bir diğer sebebinin de muhalefet arasında gerçekleşecek ittifakların önüne geçmek için yapıldığını aktaran Kürkçü, HDP kriminalize edilerek, CHP’nin yaklaşmaya dahi korkmasını sağlamanın hedeflendiğini belirtti.
‘24 HAZİRAN’DAKİ DALGAYI HDP YENİLEYEBİLİR’
24 Haziran’ın en önemli derslerinden birinin seçim ittifakının halk tarafından kurulması olduğunu anımsatan Kürkçü, şunları dile getirdi: “Halk kendi slogan belirledi, oylarının dağılımını kendi yaptı. Erdoğan bas bas bağırıyor CHP’ye ‘Bunları parlamentoya siz soktunuz’ diye. HDP’yi parlamentoya halk soktu. HDP’siz hiçbir formülün bu iktidar blokunun önüne geçemeyeceğini bildiği için insanlar kararlarını kendileri verdi. CHP sadece bunun önüne olsa olsa geçmemiş olabilir. Bu dalgayı yenilemek lazım ve bunu da HDP yapabilir. CHP seçmeni ile tarihsel bir bağ oluştu. AKP referandumda, genel seçimlerde de kaybetti ama manipüle edildi.”
ABD’li rahip Andrew Brunson’ın bırakılmasının arkasında da bir pazarlık olduğunu düşünen Kürkçü, Türkiye’nin, ABD’den Fırat’ın doğusunda kimi yerlerde operasyon yapmak için yeşil ışık almış olabileceğini belirterek, şunları söyledi: “Dolayısıyla Türkiye’de yeniden bir savaş konsepti devrede ve ne zaman ki milliyetçilik artarsa politika bir kenara itiliyor. Erdoğan ne zaman şiddet dozunu yükselttiyse muhalefeti kararsızlaştırmayı kısmen başardı. Erdoğan savaş ve seçimi birlikte yaptığında kazanacağını düşünüyor, o yüzden o yollara girecektir. Ama bunlar pahalı operasyonlar, sınırı tank geçti mi, nerde duracağını kimse bilemez. Ondan sonrada başka ihtilaflar çıkar. Bunlar yapabileceği kötülüklerin başlangıcıdır.”
Bahçeli’nin Ertuğrul Özkök ile yaptığı söyleşiyi anımsatan Kürkçü, “Orada açık açık ‘HDP 101 belediyeyi kazanmamalıdır’ diyor. Nasıl olacak? Cizre Belediye’sini MHP mi, Diyarbakır Belediyesi’ni AKP mi kazanacak? Bunlar ancak seçim dışı yöntemlerle olur. Sindirme, şiddet ve baskıyla olur” dedi.
‘BİZ SEÇECEĞİZ, SIKIYORSA AL’
Tüm bunlara Kürt halkının cevabını mutlaka sandıkta vereceğini dile getiren Kürkçü, şöyle dedi: “Düşünün ki ben birini seçiyorum ve siz bana diyorsunuz ki ‘onu seçme döveceğim’. Ben seçerim, çünkü bu bir onur meselesi artık, bir iktidar mücadelesi değil. Erdoğan’ın sonunu getirecek budur çünkü herkese onur savaşı dayatıyor. Türkiye’nin muhalefeti, özellikle Kürdistan’daki muhalefet onur savaşı ne zaman dayatıldıysa, onursuzluğun en büyük yenilgi olduğunu görerek, çok kararlı durdu. Bir gün de olsa bir saat te olsa o belediye başkanı o meclis üyeleri bizim olacak. Ondan sonra isterse kayyım getirsin kendini dünyaya rezil etsin o onun seçimi. Şöyle olmayacak, ‘nasıl olsa seçsek de vermeyecek’ demeyeceğiz: ‘Biz seçeceğiz, sıkıyorsa al.’ Böyle bir seçime gidiyoruz.”
‘KÖTÜLÜKLERİ AŞACAK ERDEM VE CESARET VAR’
Kürkçü, 24 Haziran seçimleri öncesinde Suruç’ta Şenyaşar ailesinden 3 kişinin öldürülmesini de hatırlatarak, şunları söyledi: “Suruç’ta seçmen oy vermediği için canından oldu. Aslında orada sadece oy verip, vermeme meselesi değil ağaya halk ‘senin ağalığını tanımıyorum’ dedi ve hayatıyla bedel ödedi. Seçmen olmak için bedel ödedi insanlar ve bu bedele layık olmak zorundayız. Bu seçimde de boykot, kayıtsızlık, çare değil. Erdoğan yapacağım dediği bütün kötülükleri yapmıştır ama bu halkta da tüm kötülükleri cesaretle ve erdemle aşma gücü var.”
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.