NIBJOĞ:
1864 yılında anavatanımızdan o kahredici sürgün sonrası başlayan büyük trajedi, farklı ülkelerde darmadağın olmamızdan bu yana 147 yıldır sürüyor.
Hala kendimizi, tüm çabalara rağmen, yaşamakta olduğumuz yerlere tam manasıyla ait hissedemedik. Hep gönüllerde Kuzey Kafkasya hayalini yaşattık.
2 kuşaktır, artık kendi varoluşumuza dair sorgulayıcı bir arayış içerisindeyiz.
Dünyada hapishanesi olmayan, katılımcı demokrasiyi geleneklerimizin tanzim edici normları ile bütünleştirmiş bir yaşam tarzını Kuzey Kafkasya’da gündelik hayata içkin kılan bir barışsever ve konuksever halk olarak bilindik. O yüzden İngilizler, Adıgeler için ‘’TAVREN ARİSTOKRAT KALBEN DEMOKRAT BİR HALK‘’ demişler.
Yüzyıllardır, her Adıge bireyi için bir Thamate’den (Yaşlı büyük kimse) bir davranışımız, bir kusurumuz, veya yanlış bir sözümüz üzerine HAYNAPE (AYIP) azarı, ölümden beter bir ceza olarak süregeliyor.Gıbzelerimiz, Woredlerimiz, hala gözlerimiz yaşartıyor, gönüllerimizi titretiyor.
Kafdağı diye bilinen OŞHAMAFE bizler için vatanımızın en güzel yerlerinden biri olduğu için hala içimizde; PROMETHEUS’un cezasını çektiği ulu bir dağ olarak mitolojide yer alıyor olmasından değil… O yüzden çocuklarımıza ELBRUZ (dağımızın adı), NART (Mitolojik kahramanımız) isimlerini vermeye başladık, son 30 yıldır.
Kendi anadilimizi geliştirmek, çocuklarımızın Adıge’ceyi öğrenmesini sağlayıcı kurumsallıklar ile mümkün. O çok sevdiğimiz kültürümüz, ancak kendi anadilimizi geliştirirsek, yaygınlaştırabilirsek kendini yeniden üreterek yok olmaktan kurtulur.
Ama biz aynı zamanda bir toplumun içinde yaşıyoruz. O toplumun-devletin-sistemin olumlu ya da olumsuz her kararı ve uygulaması bizi de kapsıyor ve etkiliyor.
Örneğin: Japonya’daki felakete rağmen hala ısrarla kurulmak istenen Akkuyu Nükleer santralinin büyük riski, YGS-KPSS-skandalları-çevre tahribatı-tarımın bitme noktasına gelişi, kadının yeri ve konumu, ülkenin yaşadığı savaş ortamı, gelir adaletsizliği-hukuk ve demokrasi dışı uygulamalar-işsizlik, pahalılık, emeklilerin durumları-gelecek kaygısı… vs milliyet ayırt etmiyor.
Yani, hem Adıge olarak hem de bu ülke vatandaşı sıfatıyla sıkıntı ve sorunlarımız ortak çözüm taleplerimiz ve beklentilerimiz de benzeşiktir.
Ülkenin gelmiş olduğu nokta bu seçimleri çok önemli kılıyor.
147 yıldır ilk kez bizim hem özgül hem de ortak sorunlarımıza duyarlı ve bunun için siyasal varoluşunu tanımlayan bir ses bize sesleniyor.
ADIGELERİN de seslerini meclis kürsüsünden duyurmayı kendine görev edinmiş bir aday ilk defa karşımıza çıktı.
Bu aday, bağımsız milletvekili adayı ERTUĞRUL KÜRKÇÜ’dür.
Birçoğumuzun gençliğimizde kendimiz, şimdilerde ise çocuklarımız için istediğimiz Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nin mimarlık fakültesi son sınıf öğrencisi iken pırıl pırıl bir geleceği ve hayatını idealleri için feda eden ve bu uğurda çok ağır bedeller ödeyen ERTUĞRUL KÜRKÇÜ için ADIGELERİN ayrı bir yeri var. Yani bizi tanıyor olması sadece Çerkes tavuğu – değişik adet ve folklorları olan efendi insanlar klişesinden ibaret değil. Çerkes arkadaşlarının evlerine konuk olmuş, bizleri yakından tanımış bir dostumuz.Hiçbir kişisel çıkar beklemeksizin, hiçbir ikbal hesabı yapmaksızın şehrimizden aday olan ERTUĞRUL KÜRKÇÜ, hem Mersin için hem bu ülke için ve hem de ADIGELER için büyük bir şanstır.Kursağından haram lokma geçmemiş, halk için, ezilenler ve yok sayılanlar için, daha adil, demokratik, huzurlu ve mutlu bir yaşam için ömrünü bu amaca hasrederek yola çıkmış olan bu aday, dürüstlüğü, namusu, samimiyeti ile büyük bir kıymettir.
On yıllardır defalarca çeşitli parti ve adaylara oy verdik, çalıştık. Sonuç ortada. Hep biz verdik.Meclis kürsüsünde bir gün bile sorunlarımız-kimliğimiz ve kültürümüzü yaşatmak için bizim de taleplerimizin olduğu dile getirilmedi.
Bugün 21 Mayıs, sürgünümüzün ve büyük tarihsel trajedimizin başlamasının yıldönümü. Bu anlamlı ve acılı günümüzde:
VATANINDA KATLEDİLENLER İÇİN, SÜRGÜN SIRASINDA GEMİLERDEN, HASTA DİYE KARADENİZİN DERİNLİKLERİNE FIRLATILIP ATILANLARIMIZ İÇİN, VATAN HASRETİNE DAYANAMAYACAĞINI FARKEDİP SÜRGÜN GEMİLERİNDEN VATANSIZ BİR HAYATI YAŞAMAK İSTEMEDİĞİ İÇİN DENİZE ATLAYIP ÖLÜMÜ TERCİH EDENLERİMİZ İÇİNKENDİMİZ İÇİN, ÇOCUKLARIMIZ İÇİN, ADIGE KİMLİĞİMİZ İÇİN, ANADİLİMİZ İÇİN, KÜLTÜRÜMÜZ İÇİN, BİR BJEDUĞ EVLADI OLARAK:BU DEFAKİ SEÇİMLERDE TÜM ADIGELERİ ERTUĞRUL KÜRKÇÜ’YE OY VERMEYE DAVET EDİYORUM.
Murat Bjeduğ