Barış ve Demokrasi Partisi’nin (BDP) desteklediği Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku‘nun Mersin milletvekili adayı Ertuğrul Kürkçü, davaların birleştirilmesi sürecini, “bir başka iradenin mahkemeye bu iki davanın birleştirilmesi konusunda telkinde bulunduğunu düşündürdü” diye yorumladı.
Kürkçü şöyle konuştu:
* Dava ile ilgili olarak daha önceden ileri sürdüğümüz bütün kaygıların ve usulsüzlüklerin gerçek olduğunu bir kere daha gördük. Dava açılır açılmaz bunların hepsinin ve daha fazlasının geçerli olduğu anlaşıldı.
* Çünkü henüz sanıklar sorgulanmadan, avukatlar dava dosyasındaki delilleri görmeden, davaya yeni sokulduğu söylenen kanıtların ne olduğu anlaşılmadan, “Bu dava şimdi görülmekte olan önceki Devrimci Karargah Davası ile birleştirilsin mi?” diye mahkeme savcının görüşünü sordu. Savcı da “Birleştirilsin” dedi. Mahkeme başkanı bu konuda bir görüş sahibi idi ve bu görüşü savcıya doğrulaması için önermiş oldu.
* Bunun üzerine bütün sanık avukatları ve sanıklar son derce güçlü itirazlar ileri sürdüler. Dava ile ilgili aylardan beri söylenen düzmecelik iddialarını, usulsüzlük iddialarını, sanıkların kendi haklarındaki suçlama ve kanıtları görmeden tutuklandıklarını bir kere daha dile getirdiler. “Mahkemenin davayı görmekten kaçamayacağını” dile getirdiler.
* Yargıç da duruşmaya 15 dakika ara verdiğini söylerken her söz alanla birlikte arayı uzattı ve sonuçta arayı yarım saate, 45 dakikaya, bir saate ve 1.5 saate kadar çıkarttı.
“Başka bir irade telkin bulundu”
İlk defa bir yargıcın savunmalar ve itirazlar karşısında bu kadar dağıldığını ve bu kadar kendi konumundan şüpheye düştüğünü görüyorum. Bu açıdan, bu davanın düzmeceliği ve tutarsızlığı konusunda hâkimin vücut dili, başka her şeyden çok bize bilgi verdi.
Bütün bunlar aslında yargıcın kendi kendine kaldığında, kendisine verilen bu iki davayı birleştirme görevini içine sindiremediğini fakat öte yandan da bir başka iradenin mahkemeye bu iki davanın birleştirilmesi konusunda telkinde bulunduğunu düşündürdü.
“Tutukluluk için bir sebep yok”
Davanın soruşturma safhasından, polis operasyonunun öncesinden başlayarak düzüldüğünü, düzmece delillerle meydana getirildiğini şimdi de arkadaşların tutukluluklarının sürdürülmesi için hiçbir sebep kalmadığı için onları görülmekte olan ve sanıklarından üçünün Devrimci Karargah örgütünün siyasetini ve davasını kabul ettikleri bir davaya ekleyerek, Devrimci Karargah’ın savunulduğu bir dava ile ilişkilendirmeyi benimsediklerini gösteriyor.
“Davalar birleşirse tutukluluklar uzar”
Hukukun ve usul hukukunun bütünüyle zorlanarak suç ve suçlu yaratılması konusundaki baştan tutulmuş olan yolun mahkeme eliyle de sürdürüldüğünü görüyoruz. Bu dava skandaldır, rezalettir ve Türkiye’nin bütün hukukçuları, vicdan sahipleri, Ahmet Şık, Nedim Şener tutukluluğunda gösterdikleri dayanışmadan kat kat fazlasını ortaya koymalıdır.
Bu davada yalnızca kişilerin kendileri değil, onlarla birlikte bir düşünce evreni ve politika tercihi de kirletilmek ve suçla ilişkilendirilmek isteniyor. O açıdan ben bu davanın giderek artan bir skandallar dizisine dönüşeceğini görüyorum.
Arada olan da tutukluluklara olacak çünkü iki dava birleştirilirse arkadaşların itirazları görüşülemeyecek ve en az dört, beş ay uzayacak bir tutukluluk süreci daha yaşanacak.
13.04.2011
bianet
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.