11 milletvekili çıkaracak olan Mersin’de MHP’nin 4, Ak Parti ve CHP’nin ise 3’er milletvekili çıkaracağı tahminleri öne çıkıyor. BDP’nin desteklediği ‘Bozo’ lakaplı Ertuğrul Kürkçü’nün büyük şansı olduğunu ise üç parti de kabul etmiş görünüyor
Mersin, liman ve serbest bölgenin getirdiği ticaret hacmi, tarımsal alanları ile ekonomik potansiyeli güçlü ve Türkiye’nin parlayan yıldızı olmaya aday bir şehir. Ancak bu potansiyeli hayata geçirecek ekonomik ve toplumsal politikalar bir türlü hayata geçirilemiyor. Göçlerle büyüyen ve işsizliğin en önemli sorun olduğu şehir, Türkiye’nin en zengin etnik, dini ve kültürel çoğunluğuna sahip kentlerinden biri.
Arap, Türk, Kürt, Alevi, Sünni, Hıristiyan (aktif 2 kilise var) kimliklerinin bir araya geldiği bu metropol kentte, seçmenlerin siyasi tercihleri de ekonomik, siyasal, sosyal etkenlerin karmaşıklığında şekilleniyor. AKP’nin Mersin’deki en önemli sıkıntısı işsizlik sorunu. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ın liste başı aday olması da olumsuz etkiyi gidermeye yönelik. Kürt oylarını korumayı ve MHP tabanından oy almayı hedeflemek gibi zor bir seçim stratejisi yürüten Çağlayan’ın, bir yerde Kürt olduğu vurgusunu öne çıkarırken başka bir yerde ülkücü geçmişine atıfta bulunması dikkat çekiyor. Çağlayan’ın MESİAD Başkanı’yla tartışması, gazetecileri azarlaması, bir korumasını herkesin önünde kovması gergin bir kampanya yürüttüğünün işaretleri olarak algılanıyor. AKP’nin seçim döneminde milliyetçi söylem benimsemesi de Kürt seçmenler üzerinde olumsuz bir etki yaratmış. Yeniden aday gösterilmeyen Mersin Milletvekili Ali Er’in Başbakan’ın mitingine katılmaması, önemli etki alanına sahip bir isim olarak MHP’yi işaret ettiği yolundaki söylentileri artırıyor. İlçelerde güçlü olan MHP ise kaset olayından etkilenmemiş görünüyor. Kent merkezine nüfuz etmekte sıkıntı yaşayan MHP yine de AKP’den ekonomik nedenlerle uzaklaşan sağ seçmen için adres olabilmek istiyor. Kürt göçmen nüfusa duyulan tepki de MHP’yi güçlendiren bir etken.
Mersin’in Bozo’su
TKP dışındaki tüm solun destek verdiği Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nun adayı Ertuğrul Kürkçü’nün kampanyası en canlı kampanya olarak dikkat çekiyor. 2007’-de Orhan Miroğlu’nun sadece 300 oyla kaybetmiş olması da BDP açısından Mersin’i olmazsa olmaz kılıyor. Sadece BDP seçmeninin değil, CHP’ye oy verebilecek sosyalistlere, Alevilere ve daha önce AKP’ye oy vermiş Kürtlere de ulaştıklarını düşünen Blok’çular, en az yüzde 10 oyla seçilmeyi hedefliyor.
Seçmen, 2007’de 12 vekili AKP, CHP ve MHP arasında eşit paylaştırmıştı. Bu seçimde 11 vekil çıkaracak olan Mersin’de, Kürkçü’-nün seçileceğini 3 parti de kabul etmiş durumda. Üç parti de 5’i garantilediğini iddia ediyor. Ancak manzara önceki yıllarda olduğu gibi başa baş geçecek olan yarış sonunda MHP’nin birinci olabileceğini gösteriyor. Bu durumda MHP’nin 4, CHP ve AKP’nin ise 3’er vekil çıkarabileceği tahmini öne çıkıyor.
Mersinlilerin “Bozo” (sarışın) ismini taktığı Kürkçü, bu kelimenin bir anlamının da “tuttuğunu koparan” anlamına geldiğini söylüyor. Konuştuğumuz Kürkçü, BDP ve solun buluştuğu blok çalışmasına özel bir önem atfediyor: “Mersin 1979’da İstanbul ve İzmir ’de 1 Mayıs yasaklanınca 1 Mayıs’ın kutlandığı il olmuştu. Yani o tarihlerde 3. büyük muhalefet merkeziydi. Blok ve seçim münasebetiyle yeniden o günlere dönüş var. Blok iki partiyi çok rahatsız ediyor. AKP, Kürt oylarının anayurduna dönmesinden rahatsız. CHP ise blokun sosyalist kanadına, Aleviler ve eski sosyalistlerden gelen desteği kıskanıyor. Tabii, bir çiçekle yaz gelmez. Bu olumlu bir adım ama Türkiye’nin tamamında böyle bir hava esmesi gerekir. Ben bunun başlangıcı olarak görüyorum.”
AKP, Kürkçü’nün sosyalist olmasının inançlı Kürt seçmenden ters tepeceğini umut ettiğini saklamıyor. Kürkçü ise “Seçmenden kimliğimi hiç saklamadım. Benim kendileri gibi biri olmadığımı, farklı biri olduğumu anladılar ve destek verirken bunu düşünmüyorlar. Emekçi Kürtlerin karşısında zengin-yoksul ayrımının kalkmasından, inançların özgürlüğünden bahsediyorum. Bana ‘Bozo’ diye ad takmışlar. İki anlamı var; ilki sarışın demek, ikicisi tuttuğunu koparan. Bozo’ya bir itimatları oluştu.”
‘CHP ve AKP’den oy alacağız’
SERBEST PAZAR POLEMİĞİ
Şandır’la gittiğimiz kahvehanede ilginç bir serbest pazar tartışması yaşandı. Küstülü köyü muhtarı Refik Mutlu, limon işinin serbest pazar işi olduğunu ve “mazotu düşüreceğim” diyenlere inanmadığını söylerken Şandır’ın buna yanıtı “Limonun ihracatı için devlet devreye girecek. Limonu Rusya’ya Avrupa’ya satacağız.” dedi.
MHP’nin güçlü olduğu Erdemli’de görüştüğümüz Grup Başkanvekili ve birinci sıra adayı Mehmet Şandır, MHP’nin Mersin’de her seçimde oyunu artırdığına dikkat çekerek şöyle dedi: “AKP’nin 8.5 yıldır Mersin’e dişe dokunur hiçbir hizmet yok. Kamu yatırımlarının kararları AKP öncesinde alınmıştı ama hiçbiri bitmedi. Üretici bir kilo limonu 30 kuruşa satıyor, bir litre mazot ise 3.5 lira. Bundan 9 yıl önce limon da mazot da 1 liraydı. Her 4 çiftçiden biri tarım yapmaktan vazgeçti. Mersinli göç etmeye başlamıştır. Zafer Çağlayan’ı getirip aday yaptılar. Biz dedik ki bunlar kesmez, Başbakan gelsin aday olsun. Mersin seçmeninin yüzde 50’si 3 dönemdir CHP’nin iktidar olduğu merkezde yaşıyor. Yerel iktidardan ve ülke iktidarından olan memnuniyetsizliğin MHP’ye yönelimi sağlayacağını düşünüyoruz. 6 vekil çıkarmak istiyoruz. Kılıçdaroğlu’nun özerklikle ilgili sözleri CHP’ye oy veren kesimlerde ciddi tepkiye yol açtı.
ÇAĞLAYAN’A PÜSKEVİT SÜRPRİZİ
Tırtar Köyü’nün Çağlayan’a sürprizi ise Bahçeli’nin “püskevit”i oldu. Çağlayan, önüne konan bisküviden aldı ancak lokumu “Bunu kime ikram edeceğinizi bilirsiniz” diye espri yaptı.
Çağlayan talep topluyor
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ın Toroslardaki köylerde yaptığı seçim gezileri ise “resmi bakan gezisi” havasında geçiyor. Arslanköy’de yoğun bir ilgi gördüğünü görüyoruz. Çağlayan’ın ani çıkışlarından biri de burada yaşanıyor. Danışmanlarının olumlu yanıt vererek notlar tuttuğu bir talep sahibi, aynı talebini bir de Bakan Çağlayan’a ilettiğinde “Burası hukuk devleti. Biz diktatör değiliz her şeyi çözelim” azarıyla karşılaşınca ortam geriliyor. Bakan’ın yolunu keserek köy caminin önündeki masaya oturtmayı başaran Tırtar köyü sakinlerinin trafo talebi için de Çağlayan önce telefon açıp yetkilelerle görüşüyor, ardından danışmanlarına “Bunları not alıyorsunuz ama sonra karşılaştırıcam yapılmış mı diye. Birini bile atlamayın. Hesabını sorarım” diye çıkışıyor.
‘İFFETLİ, NAMUSLU’ PROPAGANDA
Arslanköylü Münevver Çiğdem Yıldız, AKP 4. sıra adayı. Kendi kasabasında gördüğü ilgiden oldukça memnun olan Yıldız’ın etrafını çeviren kadınlara “Arslanköylüyüm. Annem Yurdagül Şimşek, buranın okuyan ilk kadınıdır. Hemşireliği kazanmıştır. Anneanneme Peder Fatma derlermiş. Dedem Yemen’de iken 8 yıl boyunca onu beklemiş. İffeti, namusu, söz vermeyi, şerefi onlardan miras aldık” sözleri alkış alıyor.
Kemal Göktaş