Altıncısı düzenlenen Karaburun Bilim Kongresi sona erdi. Kongrenin son gün konukları, BDP- Blok Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, BDP Hakkâri Milletvekili Adil Kurt ve Express Dergisi yazarı İrfan Aktan’dı.
‘Dünyanın dört bucağı: Kapitalizm ve mücadele’ başlıklı temasıyla düzenlenen kongrede, Türkiye’de Kürt özgürlük mücadelesi ve sosyalist hareketlerin kadrolarını değerlendiren Ertuğrul Kürkçü, devrimci mücadelenin derinleştikçe Türkiye ve Kürdistan devrimlerinin farklı programları, farklı mücadele ve örgütlenme biçimlerini gereksindiğinin belirginleştiğini söyledi.
‘KÜRTLERİN KENDİ KADERİNİ TAYİN HAKKI ANLAŞILMADI’
Kürkçü, “Reformcu olsun, devrimci olsun Türkiye solu ‘ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı’na saygı gösterme iddialarına karşın Kürdistan devrimcilerinin kaderlerini ayrı örgütlenmelerde tayin etme arzusunu kavramakta duraksadı. Kürdistan devrimci örgütlerinin 1970’lerin ikinci yarısında birbiri peşi sıra doğmaya başlaması bu çelişkinin kendisini ifadesiydi” dedi.
Tarihin eşitsiz ve bileşik gelişimi bugün Türkiye’nin doğusundan yükselen devrimci hareketi, kaderini Türkiye sosyalist hareketiyle bağlamaya sevk ederken Türkiye sosyalist hareketinin buna Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku içinden güçlü bir karşılık vermesi, bir ortak tarih kadar ortak bir geleceğe sahip olmamıza dair bir idrakla da çok yakından ilgili olduğunu söyleyen Kürkçü, “Yoldaşlık her şeyden önce aynı yolda yürümekle ilgili. Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nun temel metinleri bu yol hakkında esaslı bir fikir veriyor” diye konuştu.
KÜRTLER ÖDEMESİ GEREKEN BEDELİ ÖDEMİŞTİR
Kürkçü’nün ardından konuşan Adil Kurt ise bu kongrenin Kürt sorunu için çok önemli olduğunu söyleyerek “Kürt halkının özgürlük mücadelesi jenerasyonların tanıklık ettiği sınırlı süreçlerle anlatıldığı için kısır döngü olarak kalmıştır. Her jenerasyon tanıklık ettiği süreci ve bedelleri bilmek ve anlatmakla sınırlı kaldı. Oysaki en az iki asırlık mücadele sürecinden bahsediyoruz. İlk Kürt ayaklanması 1800’lü yılların başında başlamıştır ve o günden bugüne 70’in üzerinde ayaklanma yaşanmıştır. Bu ayaklanmaların sırasında 1 milyon Kürt yaşamını kaybetmiştir. İsyanlar bastırılırken her zaman Kürtler bir ‘mahluk’ olarak görüldüğü için ölen Kürt sayısının resmi kayıtları bile yoktur. Eğer özgürlük için bir bedel ödemek gerekiyorsa Kürtler bu bedeli çoktan ödemiştir” dedi. Kürtlerin silaha başvurmasını ‘silaha aşık değiliz, başka çaremiz yok’ diyerek özetleyen Kurt, “Kürtler bir arada yaşamaktan yanadır. Mevcut Kürt siyasi jenerasyonu evleri ayırmaktan yana değil. Ancak onların sözünün bittiği yerde ayrılma fikri ağır basacaktır” diye konuştu.
Express dergisi yazarı irfan aktan ise Suriye, Irak ve İran’da Kürt özgürlük mücadelelerinin dününü ve bugününü değerlendirdi.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.