Kürkçü, kamuoyunda “müftülük yasası ” olarak bilinen yasa tasarısının görüşmeleri sırasında TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada: ” kadınları konuyu yanlış anlamakla ya da bütünüyle kadınlık açısından meseleyi değerlendirmekle suçlamakla, aslında bugün insanlığın özgürlük mücadelesinin esasen kadınlar elinde yükseldiğini, çağımızın yükselen mücadele gücünün emekçilerin yanında kadınlar olduğunu görmezden gelirsiniz, ne olduğunu anlamazsınız.” dedi.
Sayın Başkan, sevgili arkadaşlar;
Aslında biraz önce, bugüne kadar üzerinde özellikle kadın hareketinin, kadınların özgürlüğü ve eşitliği için mücadele edenlerin büyük bir kavga verdikleri madde ne yazık ki, az sayıda erkeğin oylarıyla bu Meclisten geçti. Yani tartışmayı bu manada belki bitti sayabilirsiniz ama inanın ki çok daha büyük bir tartışmanın kapısını böylelikle açmış oldunuz. Çünkü kadınları ayağa kaldıran şey sadece ve sadece hangi devlet memurunun bir nikâh kıyacağı tartışması değildi, çok daha geniş bir tartışma içerisinde o tartışmayı tamlayan bir başka tartışma açtınız.
Millî eğitimde “cihat” kavramını merkezi kavram olarak çocuklara öğretmek, yani bugün özellikle Orta Doğu’da kitlelerin, milyonlarca insanın birbirine karşı cinayetlerini, katliamlarını, yok edişlerini meşru kılmak için kullanılan en önemli kavramı millî eğitimin içerisine soktunuz.
Kadınlarla erkeklerin eşitliği ilkesini millî eğitimden başlayarak sosyal hayatın her yanında yok eden eski tezleri yeniden pişirip devreye soktunuz. Kız çocuklarının ikincilliğini hatta kız çocuklarının çocuk yaşta, bebekken dahi evlendirilebileceklerini öne süren fetvalar sunan insanları yücelttiniz, onları değerli kıldınız. Bütün bu atmosfer içerisinde Türkiye, dolu dizgin, bugüne kadarki bütün kazanımlarını postmodern koşullarda tersine çeviren bir uygulamalar ve saldırılar dizisi içerisinde ilerlerken kadınlar elbette ki bu nikâhın, bu akdin hangi tarzda kayıt altına alınacağı meselesini bütün bunların tamamlayıcısı bir mesele olarak gördüler ve tamamen de haklıydılar.
Bu mesele sadece kadınlara bırakılacak bir mesele midir? Sadece kadınlar açısından mı problemdir? Bunun erkekler açısından, toplumun diğer yarısı açısından bir mesele özelliği yok mudur? Eğer derli toplu düşünürsek, kadınları ezen bütün yasaların aslında bütün yurttaşları ezen bir zihniyetin ürünü olduğunu hep beraber görürüz. Faşizm, erkekliği, erkek özelliklerini, erkek kimliğini yükselterek iktidara yürür ve kadınları ayaklar altına alırken aslında işçileri ayaklar altına alır, azınlıkları ayaklar altına alır, farklı cinsel yönelimleri ayaklar altına alır ve sonuçta, erkeklerin de çok büyük bir bölümü, seçkin bir azınlık erkek grubunun dışında, bu faşizmin bedelini öderler ama kadınlara yöneldiği zaman mızrağın sivri ucu çoğunlukla uyumuşlardır, tıpkı Yahudi olmayanların mızrak Yahudilere yöneldiği zaman uyudukları gibi, tıpkı muhafazakârların mızrak komünistlere yöneldiği zaman uyudukları gibi, tıpkı eşcinsellere mızrak yöneldiğinde erkeklerin çoğunun uyuduğu gibi.
O yüzden, bu, bütünsel bir tartışma, sadece bir nikâh tartışması değil ama bu boyutuyla bile kadınların, özellikle en çok kadınların kazanmış olduğu Türkiye’nin yarım porsiyon laikliğinin geri kalan son bölümlerinin de ellerinden alınmakta olması dolayısıyla.
Bu nedenle, kadınları konuyu yanlış anlamakla ya da bütünüyle kadınlık açısından meseleyi değerlendirmekle suçlamakla, aslında bugün insanlığın özgürlük mücadelesinin esasen kadınlar elinde yükseldiğini, çağımızın yükselen mücadele gücünün emekçilerin yanında kadınlar olduğunu görmezden gelirsiniz, ne olduğunu anlamazsınız. Ama bugün hepimiz kabul edelim, dünya çapında bir savaş var ve Türkiye’de bir iç savaş var kadınlar ile erkekler arasında. Bu iç savaşta kadınların yanında yer almayanlar, kadınlardan taraf olmayanlar, eninde sonunda bertaraf olacaklardır ve çok şaşıracaklardır gelecekte özgürlüklerini, eşitlik haklarını, kendi kurtuluşlarını kadınların kurtuluşuna bağlamadıkları için ne kadar çok zaman, ne kadar çok hayat, ne kadar çok özgürlük hakkını elden çıkarttıklarını görünce.
O nedenle, kadınların yanında mutlaka ve mutlaka yer alıyoruz. Bu yasaya da bugünden itibaren her yerde, sokakta, evde, fabrikada karşı çıkmaya devam ediyoruz.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.