Kürt hareketinin esasen yoksul, işçi, köylü ve ezilenlerin hareketi olduğunu belirten Kürkçü’ye göre eğer sol olacaksa bu blokun zemininde olacak.
EN YOKSUL YERDEYİM
l Aday olma sürecinizi ve blokun nasıl oluştuğunu sizden dinleyebilir miyiz?
BDP yanında, bizim Sosyalist Gelecek Parti Hareketi dahil 4 politik hareket daha var. Kamuoyu bilmeyebilir ama 5 grubun destekleyip önerdiği bir aday olarak kendime şahsen bir yol çizmiş değilim. Kürt özgürlük hareketini, sosyalist hareketle bir yol arkadaşı olarak gören bir yaklaşım var. Bu da biricik doğru yaklaşımdır çünkü hem Kürt özgürlük hareketi esasen yoksul, işçi ve köylülerin hareketidir hem de programatik olarak radikal bir demokrasi, sosyal haklar, kapitalist olmayan demokratik özerklik perspektifi ve demokratik cumhuriyet talebiyle hareket ediyor. bu da aşağı yukarı Türkiye sosyalist hareketinin bütün öbeklerinin geçiş programlarına tekabül eder. Dolayısıyla böyle bir ortaklık zemini politik olarak oluştuktan sonra bu hatta girmemek bence siyaseten ahmaklık olur.
l Yoksul kitlelerin adalet arayışını muhafazakar kimlik temsil ediyor. Blokun bu noktada iddiası ne?
Mersin’in en yoksul mahallelerinde çalışıyorum. Kendini geleneksel, mütedeyyin söylem içinde ifade eden, yüzünü göğe çeviren, tanrıya yakaran, ibadetini yerine getirerek bütün bunlara göğüs germeye çalışan kitlelerin aslında eğer doğru pratik gerçekleşirse, doğru bir örgütlenme metodu ortaya konulabilirse pekala muazzam bir güç haline gelebileceklerini kendi gözlerimle görüyorum. Cuma namazını kılıp yürüyüşe katılan, kendilerine saldıran kolluk güçlerine göğüs geren, militan mücadeleye saygı gösteren, beni Mahir Çayan’ın ve Deniz Gezmiş’in döneminden gelen biri olduğum için ayrıca bağırlarına basan ve bunda hiçbir beis görmeyen insanlarla beraberim. Özellikle Kürtler söz konusu olduğunda, bu kesimin esasen sosyal muhalefete geçtiğini, burada kendine bir dayanak bulduğunu ve fedakarlığa hazır olduğunu gözlüyorum. O nedenle bu, AKP’ye bırakılacak bir şey değil. Alevi yoksul kitlelerin de CHP’nin yönetimine sonsuza kadar razı olmayacaklarına dair çok işaret verdiklerini düşünüyorum. Yapmamız gereken biricik şeyin inançlar meselesini kendi başımıza bela etmemek, neye inanırsa inansın yoksul, ezilen ve çalışan insanların hepsinin hizmetkarı olmaya talip olduğumuzu açıkça ve samimiyetle anlatmak olduğunu düşünüyorum. Bu yapıldıkça bir karşılık geliyor.
ÖNCE MAZBATA SONRA KRAVAT
l Meclis’e girerseniz kravat takacak mısınız, yakınlarınız ne diyor?
Önce mazbatayı alacağız, sonrasına bakarız. Ailem, hayatım boyunca destekledi. Fakat Kürt hareketiyle ortak mücadelede çekinceleri vardı. Ben denize atlayınca mecburen arkamdan atladılar. ‘Anarşistlik’ evresi aşılmıştı sıra şimdi ‘teröristlik ve bölücülük’ evresine geldi. Onlar da aşılıyor. Herkes destek oluyor. Hayır dualarını esirgemiyorlar.
İCATLARLA İLGİLENMİYORUM
l Halil Berktay’ın söylediği ‘Eski sol üzerine yeni bir sol kurmak mümkün değil. Blok ise sol, Kürt ve Müslüman demokratların birleştiği yeni bir mücadele alanı’na sizin sözünüz ne?
Sol olacaksa eğer, bu blokun yarattığı zeminden çıkacak. Onun dışındaki icatlarla ilgilenmiyorum.
BU MECLİS’TE HERKES OLMALI
BİRE bir temastan kazandığımızı düşünüyorum. Mersin’de 800 bin seçmen var. Hepsinin elini sıkmak için 800 dakika gerekir. Zor ama elimizden geleni yapıyoruz. Bu temaslarda sevindirerek şaşırtan şey, özellikle Kürt kadınların ve genç kızların gösterdikleri olağanüstü yakınlık. Konuşmalarımda kadınların özgürlüğü ve bağımsız dinamik oluşturmalarının önemini çok çiziyorum. Bunun da payı var. Büyük bir hızla kulaktan kulağa yayılıp karşılık buluyor.
Emine Özcan
Akşam
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.