Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nun Mersin bağımsız milletvekili adayı Ertuğrul Kürkçü, “Biz, Kürt hareketini folklorik bir hareket, sadece sazı ve sesi ile Türkiye’nin rengi gibi anlatılmaya çalışılan bir şey değil, hakiki bir damar, kurucu bir inisiyatif, Türkiye’yi kuran güçlerden biri olarak gördüğümüz ve yeni Türkiye’yi kurmak için Kürtlerle birlikte mücadele etmek istiyoruz” dedi.
Barış, özgürlük, emek ve demokrasi mücadelesi verenlerin sesini taşıyacağız!
12 Haziran’da yapılacak genel seçimlerde Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nun Mersin bağımsız milletvekili adayı olan Kürkçü, bugün Mersin Adliyesi’ne giderek seçim kuruluna adaylık başvurusunu yaptı. Kürkçü, başvuru öncesi BDP İl Teşkilatı’nda beraberinde İl Başkanı Cihan Yılmaz, Parti Meclis Üyesi Mehmet Duymaz ve Akdeniz Belediye Başkanı Fazıl Türk ile birlikte toplantı düzenledi.
Partililerin de katıldığı toplantıda konuşan Kürkçü, Mersin’den Türkiye Cumhuriyeti parlamentosuna barış, özgürlük, emek ve demokrasi mücadelesi verenlerin sesini taşımak için omuz omuza çaba göstereceklerini söyledi. Mevcut parlamentonun iktidarın sadece üçte birini elinde tuttuğunu, geri kalan üçte birinin de bürokrasi ile hükümet arasında paylaşıldığını ifade eden Kürkçü, şöyle konuştu:
“Demek ki sadece parlamento kendi başına bir şey ifade etmeyebilir. Ama parlamentoya sokağın sesini taşımak çok çok fazla şey ifade eder. Çünkü, Mersin’deki özgürlük çadırının sesi eğer parlamentoda yankılanmazsa Türkiye’nin her tarafından duyulmaz.Buradaki talep eğer parlamentodan yankılanmazsa medya onları duymaz. Demek ki, bizim Türkiye halkıyla iletişim içinde olmak, onların düşünce ve kararlarını etkilemek, doğru etkilemek için parlamentoda her zaman güçlü bir sese ihtiyacımız var.” Bundan önceki parlamento döneminde DEP milletvekilleri, DTP milletvekilleri ve en son BDP heyetinin son derece başarılı bir parlamenter dönem geçirdiğini savunan Kürkçü, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin gözünün, kulağının açılmasında çok esaslı katkıları oldu. Bundan ötürü sağlıklarından, hayatlarından, haklarından mahrum oldular. Ama sonunda bugün Türkiye’de Kürt halkının sözü, yoksulların sözü, emekçilerin sözü, ezilenlerin, dışlananların sözü ediliyorsa bu çabalara çok şey borçluyuz. Biz sosyalistler bu itirazı başından beri sahipleniyoruz. Kürt halkının mücadelesini Türkiye’nin kurtuluşunun stratejik bir damarı olarak görüyoruz. Biz Kürt hareketini folklorik bir hareket, sadece sazı ve sesi ile Türkiye’nin rengi gibi anlatılmaya çalışılan bir şey değil, hakiki bir damar, kurucu bir insiyatif, Türkiye’yi kuran güçlerden biri olarak gördüğümüz için yeni Türkiye’yi kurmak için de Kürtlerle birlikte mücadele etmek istiyoruz. Onların deneyimlerinden çok şey öğrendik. Bu hareketle berabermücadele edeceğimiz için çok sevinçliyim.”
“Emekçilerin, kadınların, öğrencilerin sesi olmaya çalışacağım”
Seçime ne yazık ki bağımsız adaylarla girmek zorunda olduklarını kaydeden Kürkçü, konuşmasına şöyle devam etti:
“Yüzde 10 barajı inanılmaz bir antidemokratik engel olarak BDP’nin bütün potansiyellerini ortaya koymasını engelliyor ve kişiler üzerinden seçime girmek zorunda kalıyoruz. O nedenle kendimizden bahsetmek durumundayız. Ben sizin toplamınız olmaya, toplamınızın sesi olmaya çalışacağım. Sokaktaki insanın, fabrikada çalışan emekçinin, evde şiddet gören kadının, aldatılan öğrencilerin, her tür ve her şekilden emeğin kolektif sesi olmaya çalışacağım. Duyulacak ses bu insanların sesi olacak. Mersin’de başarılı olmamamız için hiçbir neden görmüyorum. Bundan önce yapılan çalışmalar meyve vermeye hazır. Biz bu meyveyi toplayacağız.”
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.