“Demokratik Özerkliği her yerde inşa edinceye kadar mücadele sözü veriyoruz” diyen BDP eski Eş Genel Başkanı ve Hakkari Bağımsız Milletvekili Adayı Selahattin, Başbakan Erdoğan’a “15 Haziran’a kadar ne yapacağını açıkla” çağrısında bulundu.
BDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu’nun Mersin’deki mitinginde yüzbini aşan kitleye seslendi. “Herne Pêş” şarkısı eşliğinde kürsüye çıkan Demirtaş, Başbakan Tayyip Erdoğan’ı kendi seçim propagandasında kullandığı cümleyle vurdu. Erdoğan’ın “Hayaldi ama gerçek oldu” sözünü hatırlatan Demirtaş, şöyle konuştu: “Kürt açılımı başladığında, 3 bin Kürt siyasetçisinin tutuklanacağını aklımıza, hayalimize gelmezdi. Hayaldi ama gerçek oldu! 9 yaşındaki çocuklarımızın ağır ceza mahkemelerinde yargılanacağı, terörist muamelesi göreceği aklımıza gelmezdi ama AKP döneminde bunlar gerçek oldu. Bir askeri darbe olmaksızın, ortada cunta yönetimi olmaksınız, adı sivil olan bir hükümet döneminde 12 Eylül’den daha fazla kişinin düşüncelerinden dolayı yargılanması aklımıza, hayalimize dahi gelmezdi. Ama gerçek oldu.”
Mersin halkının seçim mitingi değil, zafer şöleni yaptığını söyleyen Demirtaş, “Tayyip Erdoğan’ın çılgın projelerine karşı, Ertuğrul Hoca’yı Mersin’den Ankara’ya götürecek barış köprüsü kurulmuş burada, hayırlı uğurlu olsun” dedi. Demirtaş, “BDP teröristir” diyen Erdoğan’a şöyle seslendi: “Eğer biz terörist olsaydık sen Başbakan olamazdın, sen bize bu kadar cesaretle terörist diyemezsin. Sen de biliyorsun ki biz bir insanlık hareketiyiz. Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada, Ortadoğu’da ezilenlerin sesiyiz.”
‘ERDOĞAN MHP’Yİ BİZE KARŞI KIŞKIRTIYOR’
Erdoğan’ın “BDP, MHP ve CHP ittifak yaptı” sözlerine atıfta bulunan Demirtaş, şöyle dedi: “MHP’yi bize karşı kışkırtmaya karşı çalışıyor. Şimdi öyle bir Başbakan düşünün, kendi ülkesinde birinci derecede güvenlikten sorumlu en üst düzey kamu görevlisi ama iç savaş çıkarmak için elinden geleni yapıyor. Bizleri MHP ve CHP ile çatıştırmaya, kavga ettirmeye çalışıyor. Bu üç kafadar, üç kağıtçılar, her biri bütün gücünü bize karşı birleştirdiler, bizim hakkımızdan gelemediler. Bugüne kadar MHP, CHP ve AKP zihniyeti, bizim için zulmün, katliamın ve inkarın adı oldu. Üçünü de bir sepete koyarak postalayacağız. Ama dikkat edin, Başbakan, MHP’nin Diyarbakır gezisi öncesi provokasyon yaratmaya çalışıyor. Elinde başka malzeme yok. Makarna bitti, kömür bitti, neye sarılacak, yalana, dolana. Herkes Başbakan’a inanabilir ama onun zulmünü görenler ona inanmayacaklardır. Gerçek ne ise Başbakan çıksın söylesin. Eğer bizim siyasetimizde, bizim pratiğimizde zerre kadar yalan ve iftira varsa biz siyaseti bırakırız.”
Hakkarililer, Şırnaklılar, Vanlılar, Dersimliler ve Ameldiler Başbakan Erdoğan’ın dengesini bozduğunu söyleyen Demirtaş, şöyle devam etti: “Şimdi ağzından çıkanı kulağı duymuyor. ‘Ben ne zaman tek dil’ dedim diyor. Öfkelenip meydanlarda bağırıp çağırınca, tehditler yağdırınca sanıyor ki tırsıp evimize kaçacağız. Öyle alışmış ya! Sultan hazretleri öyle alışmış ya! Ben hatırlatayım kendisine. Sen Kasımpaşa’da top oynarken, bu ülkenin devrimcileri, işkencehanelerde onurlarıyla direniyor, ser veriyor, sır vermiyordu. Sen top peşinde koşarken, Denizler, ‘yaşasın halkların kardeşliği’ şiarıyla idama yürüyordu. İbrahim Kaypakkaya, işkencede adını bile kabul etmiyordu. Mazlum Doğan Amed zindanlarında, kendisine dayatılan işkenceye karşı Esat Oktay Yıldıran’a kan kusturuyordu. Sen Evren’in darbeciliğinin şakşakçılğını yaparken, bu halkın çocukları dağlarda özgürlük mücadelesi veriyordu. Eğer bizi halen tanımadıysan o da senin cehaletindir. Zulmün kadar, cürümün kadar yer yakarsın, bu halka tek bir adım geri attıramazsın.”
‘NURAY’IN YARISI KADAR MERT OL, ÇİĞERLERİMİZİ YE…’
“Başbakan, ‘Benim karşımda herkes boyun bükecek, herkes el pençe divan duracak’ diyor. En küçük eleştiriye tahammülü yok. Böyle bir Başbakan bize barış, demokrasi ve kardeşlik getirecek. Böyle bir zihniyet özgürlük getirecek. Diyarbakırlıların dediği gibi: Yox looo…” diyen Demirtaş, Erdoğan’ın gazeteci yazar Nuray Mert için sarffettiği hakarete şu sözlerle tepki gösterdi: “Nuray Mert bir eleştiri yaptı diye şimdi hedef gösteriliyor, medya patronlarına, savcılara, polislere hedef gösteriliyor. Nuray’ın yarısı kadar mert ol, ciğerimizi ye Erdoğan. Şimdi bir tek siz kaldınız ve bunun karşısında direnebilen Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu kaldı. Kürt halkı başta olmak üzere onuruyla direnenler kaldı. Bu kadar saldırgan olması bundandır, ‘Bu halk nasıl önümde diz çökmez’ diyor. TRT 6’i açtı, makarna, kömür dağıttı, her şeyi denedi. Ama bu halkı kandıramadı, öfkesi de bundandır.”
“Arkamızda medya, vali ve emniyet yok. ABD ve İsrail’in Heronları yok. Bizim arkamızda, kendisini küllerinden var etmiş bir halk var” diyen Demirtaş, “Demokratik Özerkliği her yerde inşa edinceye kadar mücadele sözü veriyoruz” dedi ve şöyle devam etti: “Ve biz halkımıza bizi iktidar yapın demiyoruz. Sizden çalınan iktidarı size iade edeceğiz diyoruz. Halk ve kent meclislerinde, işsizliği, yoksulluğu, sağlığı ve eğitimi sizler çözeceksiniz. Güç sizde, özerk meclislerde olacak. Ortaya çıkan bu alternatif hareket hepsini ürküttü. Özellikle de Hopa’da bu kadar saldırgan olmalarının nedeni de budur.”
Blok adaylarının olmadığı illerde EMEP ve ESP adaylarına oy vereceklerini belirten Demirtaş, şöyle konuştu: “Ama onlar MHP’ye oy vereceğimizi söylüyorlar. Ya öyle bir iftira edin ki insanlar da inansın. Seçmen koyun sürüsü mü? Sen halkı bu kadar basit mi sanıyorsun? Halkın zihniyetini, senin zihniyetin gibi ucuz mu sanıyorsun? Bu hareketin tek bir ferdinin MHP’ye oy vermesi için beyin ameliyatı geçirmiş olması lazım. Bunlar birbirinin tabanını rahatlıkla etkileyebiliyorlar çünkü hepsi ırkçı, milliyetçi, ulusalcı. Dolayısıyla politikaları arasında bir fark yok, taban da geçişken. Başbakan bizi sivil faşist olmakla itham ediyor. Bu halkın dilini yasaklayan, ‘Kürdistan yoktur’ diyen siz, ‘Anadilde eğitim olmaz’ diyen siz, ‘Öğrenim olmaz’ diyen siz, ‘Tek millet’ diyen siz. Faşist de biz oluyoruz. Faşizm nedir biliyor musunuz? Onu rahmetli Kemal Sunal’a havale ediyorum. O filmi bir daha izlesin, faşo kimdir görsün.”
’15 HAZİRAN’A KADAR AÇIKLA’
15 Haziran’a dikkat çeken Demirtaş, şunları söyledi: “Bütün Kürtler de kararını vermeli, AKP’yi tamamen silmelidir. Tabelalarını da, adını da silmelidir. Madem ki Başbakan, Mehmet Metiner’in sorununu, o Kürdün sorununu çözmüş, onlara mübarek olsun. Ama Kürt halkının siyasal, sosyal, ekonomik, kültürel bütün sorunları olduğu yerde dururken, Başbakan’a düşen şey yalpalamak değildir. Diyarbakır’da başka, Muş’ta, Yozgat’ta başka konuşmak değildir. Bu halkın iradesini kabul ediyor musun, etmiyor musun, anayasayı birlikte yapacak mısın? Barışı istiyor musun? Yanıtını çok net vereceksin. Bütün iftiraları bir tarafa bırak, elindekileri açıkla. 15 Haziran’a kadar açıkla. Yoksa 16 Haziran’da ne mi olacak? Bunu göreceksin.”
Demirtaş, sandık güvenliği için de şu çağrıyı yaptı: “Ertuğrul Hoca’nın buradan kazanmama gibi bir durumu yok, ama oy patlaması yaşanmalı. Öyle bir mesaj çıkmalı ki buradan Mersin halkı, Kürdü, Türkü, Arabı ve tüm ezilenleriyle bu sistemi reddediyoruz demelidir. Rehavete kapılmak yok, bunlarda hile çok, sandığa sahip çıkacağız. Oylarımızın güvenliğini sağlayacağız. Bütün gençler aynı zamanda sandık başlarında görev almalı, resmi sonuçlar açıklanıncaya dek görev yerlerinden ayrılmamalıdır. Gençler hazır olmalıdır.”
Demirtaş konuşmasının ardından Ertuğrul Kürkçü ile el ele tutuşarak halkı selamladı. Demirtaş’tan sonra sahneyi Kürt sanatçı Rojda aldı. Yüz bini aşkın kitle Rojda’nın konseriyle coştu. Miting Rojda’nın konserinden sonra son buldu. Miting bitmesine rağmen kitlenin alanı çok geç terk etmesi dikkat çekti.
‘ARKADAŞINA DA SAHİP ÇIKACAĞIZ’
Mitingde konuşan Filistinli yazar Tahsin Halabi, “Bu tarihi bir gündür. Sadece bölgeyi değil, bütün Türkiye’yi sarsacak bir gündür. Bu Türk, Kürt, Arap ve diğer tüm azınlıkların oluşturduğu bu kitleleri hiç kimse sarsamayacaktır. Daha şimdiden özgürlüğünüzü, demokrasinizi, barışınızı ve parlamentodaki adayınız Ertuğrul Kürkçü’yü kutluyorum. Filistin’in bütün evlatları da sizlerin yanında olmaya devam edecektir. Hepinizi saygıyla selamlıyorum” dedi.
Filistinli efsane kadın gerilla komutanı Leyla Halid de konuşmasına, halkı Kürtçe selamlayarak başladı. “Rojbaş (Merhaba)” diyen Halid, “Rojbaş, Filistin’den sizlere bin selam. Filistinli şehitlerin analarından, Türkiye’nin gerilla analarına büyük selam. Filistinli tutsaklardan ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nden sizlere selam getirdim. Filistin’de şehit düşen onlarca Kürdistanlı yoldaşlarımdan selam getirdim. Tunus’ta başlayıp, Mısır’da ve tüm Ortadoğu’da yeşeren özgürlük ateşinin sizlere yetiştiğini de görüyorum. Sizlerden yumruklarınızı havaya kaldırarak kime oy vereceğinizi duymak istiyorum. Ben de sizlerin huzurunuzda Ertuğrul Kürkçü’ye oy veriyorum” diye konuştu.
Akdeniz Belediye Başkanı M. Fazıl Türk de yaptığı konuşmada, “Öcalan, ‘Size arkadaşımı yolladım, sahip çıkın’ diyor. Ben de siz değerli halkım adına söz veriyorum. Halkımız nasıl ki sana sahip çıkıyorsa, arkadaşına da sahip çıkacaktır. Alanda boş bir yer bırakmadınız, hepinize teşekkür ediyorum. Kürt halkı, Tayyip Erdoğan’ın sandıkta dersini verecektir.”
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.