Onbinler Emek, Demokrasi ve Özgürlük İçin Buluştu
12 Haziran seçimleri için son düzlüğe girilirken, Mersin’de Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku tarafından düzenlenen Barış ve Kardeşlik mitingi, çoluk çocuk, genç yaşlı, kadın erkek 100 bine yakın özgürlük sevdalısını Metropol alanında buluşturdu.
Yurt içinden ve dışından onlarca aydın, sanatçı, akademisyen ve blok bileşeninin katılımıyla gerçekleşen miting, Demirtaş’ın sözleriyle seçim öncesi bir mitingden çok bir “zafer kutlaması” havasında geçti.
O Bir Aslandır, Salın Zalimlerin Üzerine Parçalasın Zulmü
Saat 17.00’da başlayacak miting için saatler önce alanı doldurmaya başlayan on binler, gecenin geç saatlerine kadar alanı terk etmedi. Vedat Türkali’nin bugünün devrimci görevinin Emek, Demokrasi ve Özgürlük Blokunu desteklemek olduğunu vurgulayan mesajıyla başlayan miting, il ve yurt dışından dayanışma için gelen konukların tanıtımı, BDP Mersin İl Başkanı Cihan Yılmaz’ın konuşması ve MKM müzik grubunun şarkılarıyla sürdü. Daha sonra söz alan Aydın Çubukçu “Güneşin renkleriyle donattığınız bu meydandan bütün dünyaya bir mesaj gönderiyorsunuz. Bir şeylerin değişmekte olduğunu ve mutlaka değişeceğini anlatan bir mesaj. Bu mesajın adı Ertuğrul Kürkçü’dür” diye başladığı konuşmasını, “Şimdi yeni bir görev veriyoruz O’na. Parlamentoda hem sesimiz, hem aklımız olacak. Hayatı boyunca zulme, yoksulluğa, hainliğe karşı mücadele etmiş, yazmış, konuşmuş, savaşmış bir aslandır O. Bu adamı zalimlerin üzerine salın, salın parçalasın onları…” sözleriyle tamamladı.
Filistin Halkının Sizlere Vefa Borcu Var
Grup Nidal’ın Arapça şarkılarıyla süren mitingde, Filistin Gazeteciler ve Yazarlar Birliği Başkanı Tahsin Halebi’nin ardından söz alan, 60’lı yılların sonunda üçü eşzamanlı olmak üzere dört uçak kaçırma eylemiyle Filistin halkının yanı sıra dünyanın tüm ezilen halklarının gönlünde efsaneleşen Filistin Halk Kurtuluş Örgütü militanı Leyla Halid, Filistin’de kendileriyle omuz omuza dövüşerek bu mücadelede şehit düşen onlarca Türkiye’li ve Kürdistan’lı devrimciye vefa borcunu ödemek için burada olduğunu söyleyerek enternasyonalist dayanışmanın değerini vurguladı. “Tunus’ta başlayıp, Mısır’da ve tüm Ortadoğu’da parlayan özgürlük ateşinin sizlere de yetiştiğini görüyorum” sözleriyle sürdürdüğü konuşmasını, herkesten yumruğunu havaya kaldırarak kime oy vereceğini söylemesini isteyerek sonlandırdı. Onbinler yumrukları havada, “Ertuğrul Kürkçü” diye haykırarak uğurladı Leyla Halid’i.
Mersin Halkı Nükleer Santral İstemiyor
Akdeniz Belediye Başkanı Fazıl Türk’ün “Alanda boş yer bırakmadınız, mücadeleye ve adayına sahip çıktınız, sizleri selamlıyor ve teşekkür ediyorum. Kürt halkı sandıkta Tayyip Erdoğan’a dersini verecektir.” sözlerinin ardından sahne alan Moğollar’ın ünlü basçısı Taner Öngür ve Serap Yağız’ın verdiği mini konser, sözleri Can Yücel’e ait olan nükleer karşıtı şarkılarıyla ve alandan yükselen “Nükleere hayır” sloganlarıyla son buldu.
Sıcağa, alanı hınca hınç dolduran kalabalığa ve saatler süren programa rağmen, zaferi selamlayan parmaklarını yere indirmeyen, alkışlarını, zılgıtlarını esirgemeyen on binlerin heyecanı, Ertuğrul Kürkçü ve Selahattin Demirtaş’ın konuşmalarıyla doruğa ulaştı.
Bizi Hiçe Sayanlar Bilsin Bundan Sonra Her Şey Biziz
Metropol meydanında buluşan on binleri, alkış ve sloganlar eşliğinde Kürtçe, Arapça ve Türkçe olarak selamlayan Kürkçü;
“AKP istibdadının halklarımıza karşı kışkırttığı savaşı sonlandırmak için bir aradayız. AKP ve CHP’nin yüzde 10 seçim barajını sandıklara gömmek için buradayız. 12 Eylül’ün tekçi ve totaliter anayasasını kaldırıp, özgürlükçü bir anayasaya giden bir mücadele başlattık. Bu mücadele tüm ezilenlerin, horlananların, dışlananların, yani insanlığın kurtuluşuna da ön ayak olacak. Tüm dünya halklarının kalbi bugün birlikte atıyor. Demokratik bir cumhuriyet için mücadele ediyoruz. Anadilimizi konuştuğumuz için cezalandırılmaktan korkmadan, kimliğimizi saklamak zorunda kalmadan yaşamak, çocuklarımızın anadilinde eğitim görmesini, özgürce ve başı dik büyümelerini sağlamak, kendi kendimizi yönetmek, kimse tarafından itilip kakılmadan, onurumuzla yaşamak için bir arada, omuz omuzayız.” sözlerinin ardından Enternasyonal Marşına atıfta bulunarak “Bizi hiçe sayanlar bilsin bundan sonra her şey biziz” dedi.
Blok, Türkiye’nin ve Yeryüzünün Özgür Geleceğini Temsil Ediyor
Kürt halkının kendisine verdiği gönülden destek karşısındaki heyecanını ve mutluluğunu gizlemeyen Kürkçü, “…Ankara yoluna çıktığımızdan beri bize güç veren sizlersiniz. Bizler de sizlere güvenerek bu yola çıktık. Bu blok, Türkiye’nin ve yeryüzünün özgür geleceğini temsil ediyor. 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde, kapitalizmin Mersin kentini yutmaya çalışan kollarına, nükleer santrale karşı çıkmak, her şeyden önce bizim hakkımız. Nükleeri yasaklıyoruz, Tayyip Erdoğan’ı yasaklıyoruz.”
Üçüncü Seçenek
“Blokumuz, Türkiye’de Osmanlı’dan bugüne kadar gelen seçkinlerin kavgası etrafında saf tutmaya çağrılan kitleler için yeni ve üçüncü bir seçenektir. Önerilerini dikkatle değerlendirdiğimiz Kürt Halkının Sayın Önderi Abdullah Öcalan’ın da belirttiği gibi, bugün Türkiye’deki iki hakim kamp, halkları ve emekçileri bölerek, taraflaştırarak onların harekete geçmelerini önlüyor. Blokumuz, Türk ve Kürt devrimcilerini bir araya getiriyor. İnançları ve kimlikleri nedeniyle ezilen her kesimi yeni ve devrimci bir blok kurmaya çağırıyor. Bu yolda yürümeye kararlı mısınız arkadaşlar? Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku, Türkiye’yi savaştan barışa götürecek tek seçenektir. Bu seçenek bizim tek kurtuluşumuzdur. Diğerleri sermaye sahiplerinin kendi aralarındaki çekişmelerinden başka hiçbir şey değildir. İlk ve son sözümüz daima barış olacaktır.” dedi.
Hopa’dan Çözüm Çadırlarına Kadar Tayyip Erdoğan Özgürlüğü İçin Mücadele Eden Herkese Düşman
Kürt halkının, Tayyip Erdoğan’a güvenerek oy verdiğini anlatan Kürkçü, sözlerine şöyle devam etti; “Eğer gerçekten dedikleri gibi dindar olsalardı, korktukları semavi bir güç olsaydı, karşılarına dikilen halka iftira etmez, çadırlarında namaz kılanlara saldırmazlardı. Türkiye böyle bir yönetim ve zulüm görmedi. Tayyip Erdoğan, özgürlüğü için mücadele eden herkese düşman. Kürt halkının evlatlarından 50’sini şehit etti, yetinmedi, kendisini protesto edenleri zorla ve şiddetle karşıladı. Daha dün Hopa’da emekli bir öğretmenimizin ölümüne yol açtı. Ve buna rağmen ‘kim bilebilir neden ölmüştür, nereden bileyim’ dedi. İşte Erdoğan’ın vereceği cevap budur, yürekli bir öğretmenin onun gözündeki değeri ancak budur.”
Dersim ve Hakkari’de Başka Ankara’da Başka
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu da eleştiren Kürkçü, “Biz de bir seçeneğiz diyorlar. Sizce bir seçenek olabilir mi? Dersim’e ve Hakkari’ye gidiyor, Kürt halkından bahsediyor ama Ankara’ya gittiği zaman konuşamıyor. Ne zaman ki Ankara’da Kürt halkından bahsederse, o zaman yeniden konuşuruz. O ana kadar Kılıçdaroğlu’na kırmızı kart gösteriyoruz.” dedi.
Bizim, İşçi ve Emekçiden Başka Dostumuz Yok, Yabancıların Oyuncağı Sizsiniz
Kürkçü şöyle devam etti; “Tayyip Erdoğan, başımıza yeni bir sultan kesilmek istiyor.
ABD’nin desteği ve kampanyasıyla siyaset yürütüyorlar. Erdoğan, İsrail’e 1 dakikalığına rest çeker ama Heron’larla Kürt halkını vurur, ABD’nin dizinin dibinden ayrılmaz. Kürt halkına yönelik savaşta da onlarla ortaksınız. Bir de utanmadan bize yabancıların oyununa geliyorsunuz diyorlar. Yabancıların oyuncağı asıl sizsiniz. Bizim işçi ve emekçiden başka dostumuz yok. Onların davası da aşk davasıdır.”
Başta kadınlar olmak üzere kendini bağrına basan Kürt halkına, gecesini gündüzüne katarak çalışan tüm aktivistlere, hiçbir yardımı esirgemeyen BDP yöneticilerine, destek için Mersin’e gelen aydın, yazar ve sanatçılara teşekkür eden Kürkçü, miting platformunda yanı başında duran Dev-Genç ve THKP-C’li mücadele arkadaşlarını “Sermaye kutupları arasında ne liberalizme ve ne de ulusalcı dalgalara kapılmaksızın bir devrimci olarak yaşlanmanın mümkün olduğunu herkese gösterdiniz” sözleriyle selamladı. Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku bileşenlerine “Ortak mücadelemiz uğruna kendinizi görünmez kılmaya rıza gösterdiniz.” sözleriyle teşekkür etti.
Laiklik Diyenler Gelip Buradaki Kadınların Özgürlük Mücadelesini Görsünler
Nazım Hikmet ve Cigerxwin’den şiirler okuyan Kürkçü konuşmasını, “Ne asker ne gerilla ölecek, hiç kimsenin annesi ağlamayacak. Biz barışı tek taraf için istemiyoruz herkes için istiyoruz. Bunu da sizler oylarınızla yapacaksınız ve bu sefer oylarımızı çaldırmayacağız. Laiklik diye haykıranlar gelsinler bu alanda laikliği görsünler. Kadınlar, son gücüne kadar burada, erkeklerle yan yana özgürlükleri için mücadele ediyorlar. Halkların kardeşliğini biz temsil ediyoruz. . Bıji bıratiya gelan, yaşasın özgürlük, bıji azadi, yaşasın barış, bıji aşıti, an azadi, an azadi, serkeftin, serkeftin, serkeftin.” sözleri ve dakikalarca dinmeyen alkış ve sloganlarla tamamladı.
Destek için yanında bulunan mücadele arkadaşlarını, aydın, sanatçı, yazar, siyasetçi ve gazeteci dostlarını selamladıktan sonra onlar da ayağa kalkarak Kürkçü ile birlikte alanı dolduran halkı alkışlarla selamladı.
Kürkçü’nün konuşmasının ardından sinevizyon gösterimi eşliğinde, yurttaşlara nasıl oy kullanacağı anlatıldı.
Mersin’de Barış Köprüsü Çoktan Kurulmuş
Halkın yoğun ilgi ve sevgisi eşliğinde son konuşmacı olarak kürsüye çıkan BDP Eski Eş Genel Başkanı ve Hakkari Bağımsız Milletvekili Adayı Selahattin Demirtaş, “Barışın ve özgürlüğün ak saçlı, ak tülbentli anaları, genç yoldaşlar, kadın arkadaşlar, sizleri saygıyla selamlıyorum. Sanıyorum, Mersin halkı seçim mitingini değil, zafer şölenini yapıyor bu akşam. Tayyip Erdoğan’ın çılgın projelerine karşı, Ertuğrul Hoca’yı Mersin’den Ankara’ya götürecek barış köprüsü kurulmuş burada, hayırlı uğurlu olsun. Elbette bizler açısından böyle bir dönemde, Kürt halkı ve Türkiye emekçileri açısından böyle tarihi bir dönemde seçim çalışması yapıyor olmak, bir şans ve fırsattır.” diye başladığı konuşmasına, Tayyip Erdoğan’a yönelik olarak dile getirdiği “ …öfkelenip meydanlarda bağırıp çağırınca, tehditler yağdırınca sanıyor ki tırsıp evimize kaçacağız. Öyle alışmış ya! Sultan hazretleri öyle alışmış ya… ben hatırlatayım kendisine.. Sen Kasımpaşa’da top oynarken, bu ülkenin devrimcileri, işkencehanelerde onurlarıyla direniyor, ser veriyor, sır vermiyordu. Sen top peşinde koşarken, Denizler, ‘yaşasın halkların kardeşliği’ şiarıyla idama yürüyordu. İbrahim Kaypakkaya, işkencede adını bile kabul etmiyordu. Mazlum Doğan Amed zindanlarında, kendisine dayatılan işkenceye karşı Esat Oktay Yıldıran’a kan kusturuyordu. Sen Evren’in darbesinin şakşakçılığını yaparken, bu halkın çocukları dağlarda özgürlük mücadelesi veriyordu. Eğer bizi halen tanımadıysan o da senin cehaletin. Zulmün kadar, cürümün kadar yer yakarsın da, bu halka tek bir adım geri attıramazsın.” sözleriyle devam etti. Demokratik özerkliği her yerde inşa edeceklerini söyleyen Demirtaş; “biz halkımıza bizi iktidar yapın demiyoruz. Sizden çalınan iktidarı size iade edeceğiz’ diyoruz. Halk ve kent meclislerinde, işsizliği, yoksulluğu, sağlığı ve eğitimi sizler çözeceksiniz. Güç sizde, özerk meclislerde olacak.” dedi. Konuşmasını “Sizler gibi onurlu bir halkın temsilcisi olmaktan şeref duyarım. Bu saatten sonra bu halkın temsilcileri için tek yol var, sizlere layık olacağız, sizleri mahcup etmeyeceğiz. Bu halk özgürleşene kadar direnişe devam edeceğiz, sağolun, var olun. Yolunuz ve yolumuz açık olsun.” sözleriyle bitiren Demirtaş, Ertuğrul Kürkçü, Adana Bağımsız Milletvekili Adayı Murat Bozlak, blok bileşenleri ve davetliler el ele tutuşarak halkı selamladı. Konuşmaların ardından başlayan Rojda konseriyle kurulan halaylar ve yakılan ateşlerle miting sona erdi.
5 Haziran’da Metropol alanının gören gözlere gösterdiği bir şey varsa, o da Selahattin Demirtaş’ın sözlerinin belagatten ibaret olmadığıydı. Bu bir seçim mitingi değil, Mersin’den Ankara’ya uzanan emek, barış ve özgürlük köprüsünün temel atma töreniydi.
Destek Verenler
Kürkçü’ye destek için mitinge katılanların isimleri şöyle: BDP MKY Üyesi Yüksel Mutlu, BDP PM Üyesi Mehmet Doymaz, FKÖ’nün ilk kadın gerilla komutanlarından Leyla Halid, Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP) Genel Başkan Yardımcısı Saruhan Oluç, Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkan Yardımcısı Kadir Can Alkın, SDP Genel Başkan Yardımcısı Ekin Bodur, Sosyalist Gelecek Parti Hareketi Temsilcisi Ahmet Tekir, Sosyalist Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kahya, Yeşiller Partisi Genel Başkanı Ümit Şahin, EMEP Mersin İl Başkanı Mehmet Taşçı, HAK-PAR Mersin İl Başkanı Hüseyin Özdemir, Toplumsal Özgürlük Platformu Dönem Sözcüsü Gül Durnaoğlu, Devrimci İşçi Partisi Temsilcisi Emrah Yaşar, ESP Temsilcisi Zeynel Gül, 78′liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, Devrimci 78′liler Federasyonu Başkanı Nejat Kangal, Dev-Genç kurucu üyelerinden Ersen Olgaç ve Ergun Aydınoğlu, Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Türkiye Barış Meclisi Kurucularından Melek Göregenli, tarihçi ve yazar Erdoğan Aydın, Hacettepe Üniversitesi Gençlik Örgütü Yöneticisi Selçuk Eralp, Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Mahmut Temizyürek, Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya, yazar Celal Beşiktepe, Tayfun Mater, Yıldırım Türker, Nadire Mater, Sibel Özbudun, Temel Demirer, İlkay Demir, Necmi Demir, Mustafa Kemal Kaçaroğlu, Nihal Topalakçı, Emir Ali Türkmen, Ahmet Tonak, Kürkçü’nün mücadele arkadaşı Kenan Kalyon.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.